İnceleme:Mario Kart 8

Heartstone’a Kardeş Geldi 

 

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır.

Karşınıza Mario Kart 8 hakkında birkaç lakırdı etmek üzere çıkmış bulunuyorum ama yani aslına bakarsanız söyleyeceklerimin öyle çok da önemi yok. Çünkü şu oyunun ismine ve de cismine baktığınız zaman aklınızda bir şeyler canlanıyor ya, işte Mario Kart 8 direkt ve tam olarak o oyun. Ne eksiği ne fazlası. Hadi dağılın şimdi.

Dağılmadınız mı? Eh madem öyle diyorsunuz...

mario-kart-1

     Gideceğimiz yerde yola ihtiyacımız olmayacak.

Mario Kart’ın olayını bilmeyen yoktur herhalde. Altımıza alıyoruz bir kart arabası, motosiklet ya da benzeri bir araç, yarışıyoruz; yarışırken bir taraftan da kaplumbağa kabuğu, mürekkep balığı gibi ölümcül silahlarla rakiplerin canına ot tıkamaya çalışıyoruz. Formül basit ve serinin sekizinci (ana) oyununun çıkmış olmasından, Wii U’nun en hızlı satan oyunu sıfatını kapmasından ve internette çok fena fenomene dönüşmüş olmasından anlayabileceğiniz gibi süper eğlenceli.

Bir şeyler, bir şeyler...

Bir kere oyunda sürekli bir şeyler oluyor. Yani “düzgün süreyim”, “şu virajı iyi döneyim” gibi normal yarış oyunlarının temelini oluşturan olaylar pek o kadar da merkezde değil burada. “Şuradan bir kısa yol deneyeyim”, “şu hızlandırıcı platformu tutturayım”, “bir rampa bulayım da sıçrayıp hızlanayım”, “kutudan iyi bir şey çıksın da şu öndekini asfalta yapıştırayım” gibi düşüncelerle geçiyor daha çok yarışlar.

mario-kart-2

Utangaç oğlan sebze yemeği olmak üzereyken.

Ve bence bu oyunun en büyük yıldızı pistler. 16’sı yeni 16’sı da eski oyunlardan devşirme olmak üzere tamı tamına 32 pist var oyunda ve hakikaten inanılmazlar. Yeni pistler zaten Wii U’nun gücünü sonuna kadar kullanıyor ve hepsi birbirinden sağlam. Twisted Mansion’ın yamuk yumuk, karanlık koridorları; Electrodrome’un çok acayip disko atmosferi; Cloudtop Cruise’te bulutların üstünde kapışmak; favorim Rainbow Road’da uzaydaki rengârenk yollarda Dünya manzarası eşliğinde yarışmak... Eskilerden devşirme pistler yarım adım kadar yenilerin gerisinde kalsa da ve 1-2 tanesi birazcık sıkıcı olsa da genel olarak onlar da şahane. Onların içindeki favorim de 3DS’ten gelme Music Park. Piyano tuşları üzerinde giderek tıngır tıngır müzik çalmak çok hoşuma gidiyor ^_^

mario-kart-3

Yoshi bak sana bir hediyem var.

Pistler görsellik ve atmosfer bakımından olduğu kadar tasarımsal olarak da müthiş. Hani biraz önce dedim ya dümdüz araç sürmüyorsunuz, sürekli bir şeylerin peşinde koşuyorsunuz diye, işte bunu yaptıran başlıca etmen de pistlerin doluluğu zaten. Az ileride bir yükselti görüp orayı tutturmak için uğraşıyorsunuz, gözünüzün ucuna alternatif bir yol takılıyor “bir deneyeyim hadi” diyorsunuz, yolun kenarında gelip geçeni ısıran bir çiçek görüp ondan kaçınmaya çalışıyorsunuz, hiç olmadı karşınıza keskin bir dönüş çıkıyor, drift yapmaya kasıyorsunuz. Sürekli bir şeylerle uğraşıyorsunuz, hiç boş kalmıyorsunuz yani.

Bu arada pistlerin bu derece yaratıcı hazırlanabilmesini sağlayan, oyuna yeni eklenmiş çok önemli bir şeyden bahsetmeyi unuttum: anti-yerçekimi. Mavi renkli platformların üstünden geçtiğiniz zaman tekerlekleriniz DeLorean misali yola paralel bir hale geliyor ve duvarlarda, tavanlarda, dönen yollarda aynen gazlamaya devam edebiliyorsunuz. Dümdüz yollara mahkûm kalmayan tasarımcılar da uçmuşlar uçabildikleri kadar zaten. Yollar sürekli değişiyor, oyun sürekli dinamik kalıyor. Ha merak etmeyin bu arada, anti-yerçekiminde de olsanız kamera yine aracın arkasında kalıyor, yerde sürer gibi araç sürmeye devam ediyorsunuz. Kafa-göz döndürecek bir durum yok.

Kutumda büyük hissediyorum

Bu pistlere oturup manzara izlemeye gelmedik elbette. 14’ü sonradan açılan Mario, Luigi, Peach, Toad, Donkey Kong, Shy Guy gibi 30 karakterden birini seçip diğerlerine toz yutturmaya çalışıyoruz. Tabii bu toz yutturma işlemini gerçekleştirebilmek için sürüş yeteneğinizi konuşturmaktan daha farklı yöntemlere başvurmak da gerekebiliyor.

mario-kart-4

 Göğün kuşağı düğüm olmuş.

Denk geleceğiniz kutulardan çıkabilecek muz, bomba, yıldırım, mantar gibi 20 tane nesne var ve bunların 4 tanesi yeni (1’den fazla kez kullanabileceğiniz biz bumerang, sağınızda solunuzda ne veya kim varsa ısıran bir pirana bitkisi, sekiz tane nesneyi aynı anda veren Crazy 8 ve efsanevi, kutsal, aşmış mavi kaplumbağa kabuğunu bile durdurabilen bir süper korna). Kullanımları çok keyifli olsa da doğrusunu isterseniz Mario Kart serisinde kullanılabilen nesne sayısı bana hep biraz az gelmiştir. 20 güzel bir rakam gibi duruyor ama mesela bu rakamın içinde 3 tane farklı kaplumbağa kabuğu ve bu 3’ünün 3’lü versiyonları da var. Nesne çeşitliliği şimdikinin 2 katı falan olsa kim bilir nasıl olurdu...

Yalnız tabii şu konuda anlaşalım

Mario Kart 8 oturup tek başınıza oynamak isteyeceğiniz tarzda bir oyun değil. Yani isterseniz yapabilirsiniz tabii ama olayı o değil. Nintendo’dan pek alışık olmadığımız bir şekilde oyunu internet üzerinden oynayabilirsiniz mesela. Sunucular gayet pürüzsüz çalışıyor ve her zaman da sürüyle oyuncu oluyor. Online seçenekler öyle aman aman aşmış olmasa da “iki yarış atıp çıkayım” ya da “hadi bir turnuvaya gireyim” şeklinde olağan tercihleriniz varsa aradığınızı bulacaksınızdır. Ama hani olay internet de değil tam olarak aslında. Oyun ekranı bölerek aynı konsoldan 4 kişiye kadar oynanabiliyor ki Mario Kart asıl keyfi yanınızda insan varken çıkan bir oyun.

Adama arkadan çarpıp yana postalayıp öndeki kutuyu ondan önce siz alacaksınız, arkanıza bir muz kabuğu atıp ayağını kaydıracaksınız, sonra o size bir yıldırım çakıp önünüze geçecek, bu sırada onun atladığı bir kısa yolu kullanıp siz onun önüne geçeceksiniz, sonra tam bitiş çizgisini birinci geçmek üzereyken arkadan bir gölge yaklaşacak… En büyük kâbusunuz mavi kaplumbağa kabuğu size bitiş çizgisinin önünde sekiz takla attırdıktan sonra beşinci olarak yarışı tamamlayacaksınız. Kulağa çekici gelmediğini söylemeyin.

mario-kart-5

    Evde denemeyin.

Durum budur arkadaşlar. Mario Kart klasik formülünü taze tutmayı hep başarmıştır ve birkaç kişi toplanıp oynayabileceğiniz en güzel serilerden olagelmiştir ki Mario Kart 8 de özellikle yeni anti-yerçekimi olayı ve süpersonik pist tasarımlarıyla rahatlıkla serinin en iyisi olmayı başarıyor. Ve itiraf etmek gerekirse bu oyunla birlikte Mario Kart serisi nihayet Crash Team Racing’i bile alt ediyor ve “yan yana oynanası en iyi yarış oyunu” kupasını gururla müzesine götürüyor.

NOT

8

KÜNYE

MARIO KART 8 (WII U)

Tür: Yarış

Yapım: Nintendo

Dağıtım: Nintendo

Sistem: -

Kutulu Fiyatı: -

Dijital İndirme: Nintendo e-Shop (50 paund)

Yaş Sınırı: 6

Bulunduğu Platformlar: Wii U

Ne İyi?

-Doğasında eğlence var

-Hem görsellik hem de işlevsellik bakımından olağanüstü pist tasarımları

-Asla yavanlaşmayan oynanış

-Anti-yerçekimi özelliği bambaşka bir hava katmış

Ne Kötü?

-Şımarıyor ve daha fazla kullanılabilir nesne istiyorum

-Mario oyunlarındaki seslendirmelere hâlâ kıl oluyorum

YORUMLAR
Parolamı Unuttum