Mixtape

O sırada dinlediklerimiz...

Bu, zamanında televizyon açıkken ders çalışmayı huy edinmiş, sonra aynı geleneği bilgisayarda oyun müzikleri açıkken saçmalamak yoluyla devam ettirmiş iki adamın deneysel çabasıdır...

Saatlerce konuşup bir türlü konuya girememekten büyük haz duyan bu iki şabalak, oyun müziklerinin verdiği ilhamla her şeyden bahseder ve en sonunda hiçbir şey anlatmazlar… Tüh, bak yine sonunu söyledik! 

 

 

 

James Dooley & Amon Tobin - Genesis (inFamous)

Sevgin: Sen de şarkıdan pis bir elektrik aldın mı? Gerçi tercih meselesi.

Atıl: Aldım, şimdi depoluyorum, zamanı geldiğinde dünyayı yok etmek için kullanacağım.

Sevgin: Ya bırak, sen değil miydin geçen gün “Bu pil bitmemiştir, siz ısırmayı beceremiyorsunuz.” diyen. Ne ara doğa dostu, şarjlı bir antikahraman oldun?

Atıl: Kötü adamlıkta dün yoktur Sevgin, hepimiz değişen şartlara uyum sağlamalıyız. Her gün bir sürü kötü adam peydah oluyor, rekabette ayakta kalmak için bunlar şart.

 

Lorne Balfe - Onwards (Call of Duty: Modern Warfare 2)

Sevgin: Gerçi haklısın. Zaten kim iyi kim kötü anlamıyorsun bu devirde. Maksat twist ending olsun diye kardeşi kardeşe kırdırıyorlar.

Atıl: Kötülük ayırt etmem ama iyilik konusunda seçiciyim. Mesela mapusa bir arkadaş düşse onu dahiyane bir planla oradan kurtarmadan önce bir düşünürüm.

Sevgin: Görev seni çağırıyorsa fazla düşünmeyeceksin Atıl. Top, tüfek, tank. Gerekiyorsa çarşaflı böreğini kapıp gideceksin o arkadaşı kurtarmaya.

Atıl: Sizdeki görev bilinci “Ankara-Bolu kara yolunun 5.km’sindeki kazı çalışması hala bitmemiş, çoluğumuz var çocuğumuz var!” diye dilekçe yazan emeklide yok, tebrik ediyorum.

 

Nick Arundel - Arkham City Main Theme (Batman: Arkham City)

Sevgin: Ama haksız mıyım arkadaş? Yol çalışması bir başladı mı bitmiyor. Sokaklar desen iti var, uğursuzu var; iki yüzlüsü, psikopatı. Çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz böyle!

Atıl: Bilmiyorum. Ben çocuğuma bir şey bırakmayı planlamıyorum, paraları karıyla kızla yiyeceğim sanırım.

Sevgin: Bu ne aymazlıktır. Senin yaşındakiler bedensel ve ruhsal adab-ı muaşeretin kitabını yazacak hale gelip kendilerini süper kahramanlığa verirken, sen “Kimliğim gizli kalacaksa, alemin en playboyu ben olurum.” havalarındasın. Yazıklar olsun.

Atıl: Üzerinde çalışıyorum. Bir iki kur sonra safi enerjiye dönüşeceğim, işte o zaman komşulara ayıp olur mu demeden evde dilediğim gibi dolaşabileceğim, püfür püfür.

 

Sam Hulick and Jack Wall - Mass Effect Theme (Mass Effect)

 

Sevgin: Safi enerji olmayı düşünecek kadar vizyon sahibi ama olduğunda evin sınırlarında bir tur atacak kadar da tırt. İki galaksi gez galaksi, evde tıkıldın kaldın.

Atıl: Sanırım sana haksızlık yaptım, buranın memuru benmişim meğerse. Ben enerji olsam yine ilk düşüneceğim şey, eve giderken manava, kasaba görünmemek olurdu. Ve başarırdım da.

Sevgin: Tabi. Heralde ışınlanmayı bulduklarında da yine aynı muhabbetleri yapacağız: “Nolsun valla, evden işe, işten eve.”

Atıl: Misafirlikte sıkılan çocuk olarak dilediğimde kendimi eve de ışınlayabilirdim o zaman. Bunu benim çocukluğumda düşünseler komşularımı öldürüp arka bahçeye gömmeme gerek kalmayacaktı.


Michael Hunter - Soviet Connection (GTA IV)

Sevgin: Olsun, yapacaksınız. Onu da yapacaksınız. Her şey gençken oluyor. Yapacaksınız ki sonra temiz bir sayfa açabilesiniz.

Atıl: Dinçtik o zamanlar, balta yağ gibi kayıp gidiyordu. Neyse, zaten atlattım ben. Ertesi gün arka bahçenin çimlerini biçtim, komşularımız toprağa karışıp bitki olmuştur belki diyerek. Onlardan geriye hiçbir şey kalmasın istiyordum.

Sevgin: Sonra da helvasını yemeye gidip “Rıfat abi adam gibi adamdı, tam bir çim adamdı.” dedin mi? Çünkü bu senin komşuluk görevin.

Atıl: Helva kavurmadık biz, bahçede mangal yaptık. Bilmem anlatabildim mi?

 

Darren Korb - Terminal March (Bastion)

Sevgin: Aaa, bak mangal dedin miydi ne yapar eder ben de gelirdim çağırsaydın. Yollar taş taş olur, adeta önüme dizilirdi, ben de seke seke sizin arka bahçeye seyirtirdim.

Atıl:  Gezme ceylan, seni bu bahçelerde avlarlar. Verilmiş sadakan varmış, yolun sevgiden geçerken bizim arka bahçeye de uğramamışsın... Ben küçükken biraz sorunluydum da. Dünyanın yükü benim omuzlarımdaydı çünkü.

Sevgin: Ah çocuk. Şu küçük dağları ben yarattım diye düşünüyorsun ama bilmiyorsun ki karşıki dağlar jandarma dolmuş. Sıkı güvenlik önlemleri alınmış. Adeta adım attırmıyorlar. Olay var galiba.

Atıl: “Abi hiç karışma, şahit falan yazarlar.”  Böyle böyle yalnızlaştırıldık Sevgin.

 

Stuart Chatwood - Rooftop Engagement (Prince of Persia: Warrior Within)

Sevgin: Böyle böyle bir köşede ölümü bekler olduk; kaderdeyse çekerimci hale geldik. Kendimizi tüm malikanenin akrabalık bağlarını daha da güçlendirmek istercesine birbirine yanaştığı o sonu gelmez dizileri izlerken çekirdek çitler şekilde bulduk.

Atıl: Aslında ben bu çarpık düzeni değiştirecektim, büyüdüğümde tanrı kompleksine sahip kötü adam falan olacaktım. Sonra dediler ne tanrısı ulan, tanrıyı oynayamazsın, tanrıyı Morgan Freeman oynuyor, elimizde kapı gibi kontrat var!

Sevgin: Tanrıyı, yaşlı ve bilge adamı, hapishanenin gediklisini, CEO’yu, hakimi, savcıyı. Gençliğinde olsa Pers Prensi’ni de oynardı ama şimdi anca romatizmalarına deva olsun diye zamanın kumlarına gömer kendini.

 

Mateo Pascual - I Don't Want To Remember (Commandos 2 Men of Courage)

Atıl: Her işte başarılı olan adamlar beni çok üzüyorlar. Bense ya hep ya hiç prensibine göre çalışıyorum. Tek bir iş yapıyorum; olursa olur, olmazsa çay koyarım diyorum. Olmuyor... Bir çay koyayım, içeriz sıcak sıcak?

Sevgin: Valla ben söylemiyim dedim, üzülür dedim. Hadi bir çay koy da eski günleri yad edelim. Şehre bombalar düşerdi her gece ve biz Nazi subaylarının kafasına taş atıp kendimizi yere gömerdik diye tatlı tatlı anlat o hikayeleri.

Atıl: Anlattıkça insan özlüyor be Sevgin... Bu arada bilgece nasihatlerinden anladığım kadarıyla Morgan Freeman sendin. Ve dahi İncir Reçeli de. Ve hatta Arif’in Manchester’a attığı gol de...

Sevgin: Ama ben de artık yoruldum Atıl. Tam hızımı almışken küçük bir tümseğe takılıp direğin en tepesine atlayamamaktan; her limanda bir sevgilim olsun isterken gittiğim her kalede prensesi bulamamaktan; mantarlardan, tosbağalardan. Özellikle tosbağalardan çok yoruldum Atıl. Hazır yazılar da akmaya başlamışken kalk gidelim. Çayı sonra da içeriz.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum