Oynadınız Mı? – Hell Clock

Oynadınız Mı? serimizin bugünkü konuğu Brezilyalı bir stüdyo olan Rogue Snail’den geliyor sevgili Oyungezerler. Geçtiğimiz Temmuz ayının sonunda oyun severlerle buluşan Hell Clock, roguelike ve aksiyon RYO türü oyunlar arasında kendisine bir yer edinmeye çalışıyor. Her iki oyun türünden de aldığı özellikler bulunurken, bunların kimilerinde beklentileri karşılayıp hoşa gidebilecek işlere imza atıyor, kimilerindeyse “daha gidecek yolu var” dedirtiyor. Nerelerde geçer not alıyormuş, nerelerde biraz daha çabaya ihtiyacı varmış, buyurun hep beraber bakalım.

Canudos’u ve Vaiz’ini kurtarabilecek misiniz?

Hell Clock’un esin kaynağı aslında acı bir tarihi olay, Guerra de Canudos yani Canudos Savaşı. Aslında savaş demek ne kadar doğru, o da tartışma konusu. Kimilerine göre tam bir katliam -ki oyunda da böyle ifade ediliyor. Tahmin edilebileceği gibi Brezilya tarihinin bu acı halkasını kendince yeniden yorumluyor.

Lanetlenmiş bir şekilde arafta mahsur kalmış eski bir köle olan Pajeú adlı bir karakteri yönetiyor, Canudos’a musallat olan iblisleri alt edip kayıp ruhları kurtararak acı döngüsünü kırmaya çalışıyoruz. Nihai hedefimizse kahramanımızın da akıl hocası olan Vaiz’i (ya da oyunda ifade edildiği haliyle Councellor'ı) kurtarmak.

Girişte belirttiğim gibi roguelike ve aksiyon RYO türlerini birleştiren bir oyun Hell Clock. Bir başka ifadeyle bir yandan Hades, bir yandan da Diablo gibi oyunlardan ödünç aldığı özellikler var. Bunlara kendince bazı dokunuşlar yapmaya da çalışmış -ki aralarında hoş fikirler de var bence. Farklı yapılsa daha iyi olabilecek bazı şeyler de. 

Mesela haritaların rastgele üretilmesi yerine sabit bir harita tercih edilmiş. Halbuki benzer türden oyunlarda tekrar tekrar yapılan girişimlerde oyuncuların sıkılmasını engelleyen ve işi biraz daha ilginç kılan özelliklerden birisi bu rastgelelik olsa gerek, öyle değil mi? Bu es geçilince oyunun eli bir miktar zayıflıyor sanki.

Öte yandan bu tercihin bir gerekçesi oyunun “Cehennem Saati” özelliği olabilir mi? Pekâlâ olabilir. Nedir bu derseniz, zindanları temizlemeye giriştiğinizde bir geri sayım başlıyor, 7 dakikalık bir süreniz var. Bu 7 dakikanın sonunda karakteriniz ölüyor ve başa dönüyorsunuz. Devrim yaratan bir özellik mi? Değil. Yine de kendince farklı yaptığı şeylerden birisi bu. Oyunu böyle bir zaman baskısıyla oynamak istemeyenler için de bir alternatif düşünülmüş, “relax” modunu seçerek bu geri sayımı dondurabiliyor ve normal şekilde oynayabiliyorsunuz.

Bu da üzerine düşündüğüm noktalardan birisi oldu aslında. Bir yandan yeni bir şey denenmiş diye düşünürken bir yandan da bu özelliği kullanmadığımda oyundan bir şey eksiliyor mu veya kullandığımda oyuna önemli bir katkı sunuyor mu soruları geliyor aklıma.

Oyunun artı hanesine yazılabilecek şeylerden biriyse karakter geliştirme sistemi diyebiliriz. Bir yandan oyunun hemen başında tamir ettiğiniz Büyük Çan (The Great Bell) ile etkinleştirilen özellikler, bir yandan Röliker’den (The Reliquary) kullanmayı seçtiğiniz nesneler, bir yandan Yetenek Kitabı (Skill Book) bir yandan Takımyıldız Haritası (Constellation Map) ile bence bu konuda yeterli içerik sunulmuş durumda.

Bana göre oyunun elinin güçlü olduğu bir alan ele aldığı hikâye. “Bana göre” kısmının altını da çizmiş olayım. Çünkü birer ikişer cümleyle anlatılan hikâyeyi takip etmekte zorlanan veya çok da takip etmeyip kendine oyuna kaptırmak isteyenler de olacaktır illaki. Ayrıca herkes Canudos Savaşı’nı ve Antônio Conselheiro’yu bilmek veya araştırmak zorunda da değil. Öte yandan az biraz bu olay hakkında bilgi sahibi olanlar için karakterinizin eski bir köle olmasından kurtarmaya çalıştığınız “Counselor”a veya Röliker’deki nesnelerden Takımyıldızı Haritası’na farklı göndermelerle daha keyifli bir hal alıyor Hell Clock.

Görsel yönden de hiç fena değil. Müzikler konusundaysa nasıl bir yorum yapsam bilemedim açıkçası. Aslında müzikler iyi diyeceğim, ama bana fazlasıyla Diablo’yu anımsattıklarını da belirtmek durumundayım.

Genel itibariyle değerlendirdiğimde, bence sınıfı geçen, bir şansı hak eden oyunlardan Hell Clock. Geliştirici ekip oyun sonunun halen beta aşamasında olduğunu söylüyor. Bu da bana bugün eleştirilebilecek bazı noktaların önümüzdeki dönemde telafi edilebileceğini, potansiyel bulunan noktaların geliştirilebileceğini ve Hell Clock’un daha iyi bir oyun haline gelebileceğini düşündürüyor.