Oyunlar piyasaya çıkmaya başladı başlayalı gazeteler, televizyonlar, bilim dünyası ve şimdiki zamanların sosyal medyasında çalkantılar, iddialar havada uçuştu.
Kimisi oyunların insanları şiddete yönelttiğini, kimisi oyunların eğitici yanları olduğunu, kimisi oyunların beynimizin belli fonksiyonlarını tetiklediğini söyledi. Oyunların kişiler üzerinde etkilerini konu alarak yazdığım iki makaleden sonra bir de işin olur kısmına göz atayım dedim ve araştırmalarımı baz alarak mantıklı argümanları sizinle paylaşmak istedim. Fasulyenin faydalarına göz atmaya başlayalım. Kaynakları her paragrafın sonuna iliştireceğim.

İlk olarak oyunların hayal dünyası üzerindeki etkilerini ele alalım. Kanada MacEwan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, yaklaşık 400 kişiye uyumadan önce oyun oynamaları sonra rapor etmeleri istendi. Raporlar sonucu, söz dinleyip oyun oynayan kişilerin ‘’lucid dream’’ ismi verilen, Türkçe haliyle rüyayı kontrol edebilme durumunu tecrübe ettikleri ortaya çıktı. Oyun içerisinde kendimizi başka bir ambiansa kaptırdığımızdan ve kontrolün bizde olmasından ötürü, bilinçaltımızı da kontrol edebilmek gibi bir yeteneğe erişebiliyoruz. Araştırma biraz daha uzatılıyor ve düzenli olarak oyun oynayan kişilerin kabus görme oranlarının çok düşük olduğu ortaya çıkıyor. Gün içinde yaşadığımız stresli durumlar yüzünden gördüğümüz kabusları, uyumadan önce oynayacağımız bir oyunla yok edebiliyoruz. Diğer bir adıyla oyun oynamak, güzel bir uyku egzersizi olabiliyor.

İkinci konumuz ise oyunların görüş yeteneğimizi artırması. Daphne Bavelier, 2009’da Nature Neuroscience isimli dergi için hazırladığı bir makalede (ve onu anlattığı TED konuşmasında) oyunların görüş mesafesi ve yeteneği üzerindeki etkilerini açıklamış. Öğrencilerini iki gruba ayıran Bavelier, ilk gruba Sims gibi aksiyon içermeyen oyunlar oynatırken, ikinci gruba da Call of Duty gibi aksiyon içerikli oyunlar oynamalarını söylüyor. 9 hafta sonra gözlemlediklerini not ediyor ve aksiyon oyuncularının renk tonlarını %43 oranla daha fazla ayırt edebildiklerini belirtiyor. Araştırmalarının devamında FPS oyuncularının görsel hafızalarının da yüksek oranda geliştiğinin altını çiziyor. Kalabalık görüntülerde (bu bir resim de olabilir, bir mekan da) oyuncuların algıda seçicilik konusunda da geliştiğini gören Bavalier, makalesinde bu konuya da parmak basıyor.

Oyun oynamanın en önemli artılarının arasında odaklanma yeteneği de var. Özellikle aksiyon oyuncularının (Sanıyorum ki headshot’la ilişkili bir durum) odaklanma yeteneği fark edilir derecede gelişiyor. Sandro Franceschini’nin başta geldiği İtalyan araştırma grubu disleksi hastalığına sahip çocuklara aksiyon oyunları oynatma girişiminde bulunuyor ve bu araştırma sonucunda hastaların okuma becerisinde yüksek oranda başarıya ulaşılıyor.

Son olarak oyun oynamanın sosyal beceriler üzerindeki etkileri olduğu da biliniyor. Özellikle co-op, MMO, MOBA tarzı oyunları tercih edenlerin takım çalışmalarında daha uyumlu oldukları, liderlik yeteneklerinin geliştikleri, aynı anda birden fazla iş yapabildikleri, pratik ve stratejik düşünebildikleri de kanıtlanmış gerçekler arasında. Bu makalenin tüm hakları oyuncuları yermeye çalışan, işin mi yok diye sürekli başımızı yiyen çok meşgul zatlara geri bildirim olarak kullanılabilir.
















