Thor: Love And Thunder, Harry Potter Yüzünden Gorr'u Yeniden Tasarlamış
Her burunsuz karakter Voldemort değildir!
DC'nin lokomotif karakteri Batman/Bruce Wayne'i canlandırdıktan sonra sektörün öbür yakasına Marvel'a geçen Christian Bale bu kez kötü adam olmaya hazırlanıyor. Taika Waititi'nin yönetmenliğini yapacağı Thor: Love and Thunder filminde Gorr the God Butcher'ı canlandıracak olan Bale'in karakteri ilginç bir sebepten dolayı değişikliğe gitmiş.
IGN'e konuşan yönetmen Taika Waititi, "Gorr'un çizgi romanlardaki suratı ne yazık ki Voldemort'u andırıyordu. Yani ben de düşündüm ki insanlar otomatik olarak arada bir bağ kuracaktır. Biz de çizgi romandaki ton ve elementleri koruyarak oradaki tasarımdan uzaklaşma kararı aldık. Onun bir kılıcı da vardı. Ancak asıl önemli olan Gorr'un hikayesi, bu bizim için en önemli şeydi." diyerek duruma açıklık getirdi. Gerçekten Harry Potter hayranları eğer çizgi romanlardaki gibi bir Gorr görseydik bolca Voldemort mizahı üretirdi. Hoş şu anki haliyle bile arada bir benzerlik kurulması epey olası.
Çizgi romanlarda ilk kez 2012 yılında Jason Aaron'un yazdığı ve Esad Ribic'in çizimlerini yaptığı Thor: God of Thunder serisinin ikinci sayısında Gorr'u görmüştük. Belki kendisi henüz 10 yıllık taze bir karakter ama özellikle geçmiş hikayesiyle birlikte Thor ve tüm MCU tanrılarına korku dolu anlar yaşatabilecek bir isim. Tanrı Kasabıyla bezenmiş Thor: Love and Thunder filmi 8 Temmuz günü vizyona giriyor.
Küresel bir teknoloji markası olma yolunda emin adımlar
Monster Notebook, Türkiye’den çıkan küresel bir teknoloji markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa’daki operasyonlarını Almanya’nın başkenti Berlin’de açtığı deneyim mağazası ile başlatan şirket, uluslararası pazardaki markasını Tulpar olarak değiştirdiğini açıkladı.
“Türkiye’den çıkan bir dünya markası” olma hedefiyle yurt dışına açılan Monster Notebook, 2020’nin Eylül ayında başlattığı Avrupa operasyonlarına hız verdi. Yüksek performanslı donanım konfigürasyonlarını koşulsuz kullanıcı memnuniyeti prensibiyle teknoloji tutkunlarına ulaştıran şirket, güçlü teknik servis hizmetleri ve sıra dışı satış sonrası destek uygulamaları ile yabancı rakiplerinden ayrışarak pazardaki bilinirliğini her geçen gün artırıyor. Teknoloji ve oyun ekosistemine katkı sunan projeleriyle de dikkatleri üzerine çeken şirket, Türkiye’de oyun bilgisayarı kategorisinde elde ettiği başarıları öncelikle Almanya pazarında olmak üzere Dünya geneline taşımayı hedefliyor.
Globalleşme stratejisi kapsamında yurt dışındaki markasını yenileme kararı alan şirket, yurt dışı operasyonlarında mitolojik uçan at Tulpar’dan ilhamla yaratılan Tulpar markası ile faaliyet gösterecek.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Monster Notebook CMO’su Göktuğ Okan Oğuz, “Monster Notebook olarak, her geçen sene daha da gelişen dijital oyun dünyasında her seviyeden oyuncunun en iyi oyun deneyimini yaşayabilmesi için son teknoloji donanım konfigürasyonlarını geliştiriyor, kullanıcılarımıza yeni nesil bir deneyim vadediyoruz. Türkiye pazarındaki liderliğimizi yurt dışındaki operasyonlarımızda da elde etmek için yürüttüğümüz çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Globalleşme stratejimiz doğrultusunda, bundan böyle yolumuza Tulpar markasıyla devam edeceğiz.
Bu değişikliğe giderken amacımız, Türkiye’den çıkan ve bir dünya markası olma yolunda ilerleyen markamızı uluslararası pazarda faaliyet gösteren ve bizimle isim benzerliği taşıyan diğer markalardan ayrıştırmak oldu. Bildiğiniz gibi ‘Monster’ evrensel bir isim, canavar anlamına geliyor. Uluslararası pazarda Monster ismini uzun yıllardır kullanan, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren onlarca şirket bulunuyor. Bu durum, yeni bir pazara adım atan ve henüz tanınmayan bir marka açısından pazara girerken çeşitli zorluklar çıkarabiliyor. Müşteri deneyimine büyük önem veren bir marka olarak muhtemel karışıklıklardan kaçınmak ve bir Monster Notebook markası olan Tulpar ile kendi yolumuzdan yürümek istedik. Amiral gemisi ürünümüz olan Tulpar, bugüne kadar on binlerce teknoloji tutkununun yanında oldu. Bu zamana kadarki global iletişimlerimizde de Tulpar markasının diğer markalarımıza göre daha kolay kabul gördüğünü gözlemledik. Bu nedenle bu değişikliği önceden yaparak global açılımımıza hız vermek istedik. Globalleşme yolundaki stratejimiz Tulpar’ın güçlü kanatlarıyla hızlanacak” dedi.
Street Fighter serisinin demir yumruğu, boksör olmasına rağmen kafa attığı için de yer-yer kalın kafası, beyaz çizgili şortu ve kolları kasten yırtılmış gibi duran üstü ile serinin unutulmaz karakterlerinden birisi!
Balrog!
Balrog, Street Fighter serisinde ilk kez ikinci oyununun World Warrior versiyonu ile karşımıza çıkmış gibi görünse de aslında birinci oyundaki düşmanlardan birisi ile oldukça benzerlikler taşır. Hatta bu bağlamda birinci oyundaki karakterler, bugünlerde devasa bir marka haline gelen serideki karakterlerin prototipleri gibidir denilebilir.
Nitekim ilk oyunda Rushmore Dağı anıtında yapılan dövüşee kırmızı üstü ve mavi pantolonu ile katılan Afro-Amerikan bir adam adeta ileride Balrog olacağının sinyallerini vermiştir. Fakat şimdilik adı Mike’dır, birazdan bu konu ile ilgili konuşacağız.
1987 senesinde piyasaya sürülen ilk Street Fighter oyunundan yaklaşık 4 yıl sonra hepimizin, belki de tüm dünyanın yakından tanıdığı Street Fighter 2 oyunu piyasaya sürülür. Sonraki oyunlarda neredeyse hiç değişmeyen mavi renkli kıyafeti adeta kendisi için bir ikon haline gelecektir. Ayrıca oyunun sonundaki 4 boss'tan biridir kendisi.
Orjinal Street Fighter oyununda Capcom’un pazarlama konusunda bir korkusu vardı.
Muhtemelen bizim çocukken oynadığımız Street Fighter 2, Amerikan versiyonuydu. Ama bahsi geçen oyunun Japon versiyonunda bazı farklılıklar söz konusu. Bu konuyu Street Fighter yazısında özetlemiştim fakat kısaca üstünden bir kez daha geçelim.
Japon versiyon Street Fighter oyununda; Balrog karakteri M.Bison, M.Bison karakteri Vega, Vega karakteri ise Balrog’tur.
Japonya’da bu şekilde piyasaya sürülen oyun, dünyanın diğer ülkelerine, özellikle de Amerika’ya ihraç edilirken bir kaç değişiklik yapılmasına karar verilir. Çünkü M.Bison olarak tasarlanan boksör karakter hem isim olarak, hem de dış görünüş olarak eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu Mike Tyson ile neredeyse birebir aynıdır.
Hatta oyunun karakter ekranındaki profil resmi Mike Tyson’ın 8 bit hali gibi desek abartı olmaz diye düşünüyorum.
Dolayısıyla M.Bison olarak tasarlanan karakter Balrog olarak değiştirilir ve bu şekilde dünyanın diğer ülkelerindeki yerini bulur.
Bu arada bazı kaynaklar şampiyonun bu konudan yıllar yıllar sonrasında haberdar olduğunu, ‘beni taklit etmelerinden gerçekten onur duydum’ dediğini de ifade eder.
Aslına bakarsanız Capcom bir noktada gereksiz endişelenmiş diyebiliriz. Bir düşünsenize, oyun içerisindeki karakteri senden ilham alıyorlar. Adını sana benzer, tasarımını sana benzer yapıyorlar. Kim karşı çıkmak ister ki?
Street Fighter Balrog'un Hikayesi
Karakterin arka plan hikayesine baktığımızda kötü bir çocukluk geçirdiğini görürüz. Öncesinde yoksul bir geçmişi olan Balrog, boks ile tanıştığı günlerden sonra profesyonel olarak bu işi yapmaya başlar. Güzel günlerdir bunlar. Yaşadığı yer Las Vegas’ta büyük bir şöhrete sahiptir. Fakat rakiplerini kalıcı olarak yaraladığı ve içlerinden birini de öldürdüğü için boks yapması yasaklanır.
Balrog, paraya zaferden daha fazla değer verdiği için yaşadığı bu olay kendisini Shadaloo örgütüne katılmaya yönlendirir.
En nihayetinde serinin en kötü karakteri diktatör M.Bison’ın baş infazcısı olur.
Street Fighter Filminde Balrog
Street Fighter ile alakası olmayan 1994 çıkışlı Street Fighter filminde Balrog karakterini Amerikalı aktör Grand Lee Bush canlandırmıştır.
Yine Street Fighter ile pek bir alakası olmadığı söylenen Street Fighter The Legend of Chun-li filminde Balrog karakterine, ödüllü film Yeşil Yol'dan tanıdığımız Michael Clarke Duncan hayat vermiştir diyerek bu yazıyı da burada bitirelim sevgili arkadaşlar.
Bu yazıyı video olarak izlemek isterseniz aşağıdaki linke bir göz gezdirebilirsiniz.