Timemelters - İlk Bakış

DeLorean olmadan zaman bükemiyorum

Her oyunun kendine çeken bazı özellikleri vardır. Kimisi aşırı eğlenceli oynanışıyla, kimisi inanılmaz hikayesiyle, kimisi yeni ve farklı mekanikleriyle kendini oynatmaya çalışır. Tüm bunları bir arada yapan oyunlar da zaten başyapıt olarak gönüllerde taht kurar. Timemelters da ön inceleme için bana gelince en azından oynanışı ve mekanikleri için biraz umutlandım. 16. yüzyıl İskoçya'sında Teagan isimli bir cadıyı kontrol ettiğimiz oyunda çok farklı türlerden bir karışım var. Yalnız bu karışım iyi mi kötü kestirmek güç zira oyunu baya erken aşamada oynadığım için biraz mide yanmasına yol açtı bende. Yine de tam sürümü çıkana kadar haksızlık yapmak istemem. 

Zaman Geriye Aksın!

Oyunu daha açar açmaz yapımcı ekip hemen uyarıyı vermiş, "Burada gördüğünüz özellikler, oyunun ilerleyen evrelerinde karşınıza çıkacaktır. Zamanla tüm güçlere alışma süreniz olacak." Eğitim kısımları çok temel şeyleri öğrettikten sonra sizi muhtemelen oyunun ortalarında olan bir aksiyon sekansına atıyor. Oyunun temel mekaniklerini şöyle anlatalım, aksiyon, üçüncül şahıs kamera açısıyla gerekli mana enerjisini toplayacak combata giriyorsunuz. Daha sonra tepeden görme açısıyla ruh formunda bu manaları kullanarak biraz kule savunması biraz da gerçek zamanlı strateji kıvamında bir alana giriş yapıyorsunuz. En can alıcı nokta ise ışınlanma ve zamanı geri alma özelliği.

Adı Timemelters olan bir oyundan (hoş ilk çıktığı zaman adı Wicca idi) zaman bükmeyi beklemek epey doğal. Timemelters'ın bence en büyük başarısı da bu zamanı geri alma olayı. Şu an için üç hakkınız olan bu özellik sayesinde kendinizin iki farklı ekosunu yaratabiliyorsunuz. Hemen açıklayayım; oyuna başladınız, bir ışınlanma noktası belirlediniz sağdan gelen dalga dalga düşmanların üstüne koşup onları yenip mana doldurdunuz daha sonra ruh formunda ağaçlara can verip, ateş büyüleriyle düşmanların size doğru gelmesini engelleyip öldünüz. Hop zaman geriye aksın diyerek aynı noktadan yeniden doğuyorsunuz. Ancak az önce yaptığınız tüm bu aktiviteleri bu kez sizin ekonuz yapay zeka olarak birebir aynılarını tekrarlıyor. Siz de bu kez soldan gelen düşmanların üzerine gidecek fırsatı elde ediyorsunuz. 

Mareşal Eko Paşa

Genelde üç taraftan gelen düşmanların iki tarafını ekolara emanet ettikten sonra son canınızı korumanız gerekiyor bu sefer agresif bir politika yerine doğa gücü veya ateş gücüyle düşmanları uzak tutup uzaktan büyü atarak öldürmeniz gerekiyor. Ana karakterimizin herhangi bir can barı yok. Bir düşman size saldırdığı zaman ya zaman geriye akıyor ve ekonuz acı verici bir şekilde tekrar ölüyor ya da son canınıza geldiyseniz oyun bitiyor. Tüm bu kaosu bir de oyunun ortalarında bir görevde alışamadan oynayınca bol bol dayak yedim. O ucube yaratıkları yakın çekim görmekten anksiyetem oluştu. Yine de "yine yenil, daha iyi yenil" diyerek elimden geleni yapmaya çalıştım ama tam anlamıyla muvaffak olduğumu söyleyemem. 

Bu eko sistemi benim çok hoşuma gitti, tek can sıkıcı nokta ise eğer zamanın akışını değiştirip ekonuzu öldüren yaratıkları daha erken keserseniz ekonuz ne yapacağını bilemediğinden saçma bir durum oluyor. Zaten iki ekonun da ne kadar yaşayacağı ve neler yaptığı ekranın sol üst köşesinde gösteriliyor. Oyun bir noktada sizi savaş alanının generali yapıp 3 kişiyle koca orduları durdurmanızı bekliyor ve bu gerçekten çok zor bir iş. Her ne kadar oyunun tam sürümünde güçleri geliştirme özelliği olacak olsa da şu haliyle bir görevi ilk seferde geçmek neredeyse imkansız. 

Henüz oyununu Steam sayfasında bir çıkış tarihi de açıklanmadı. Epey erken gelişmede olan bir oyun için çok doğru yapılan yerleri de var, insanı sinir harbine sokan kısımları da. Bir ön incelemede Timemelters'a puan vermek doğru değil. Lakin oyun vaat ettiği mekanikleri tam randımanlı bir şekilde bizlere sunarsa epey eğlenceli ve farklı bir oyun türüne sahip olacağız. Genel anlamda stratejik düşünmeyi temel alan Timemelters, saf aksiyon bekleyenler için pek ilgi çekici bir oyun olmayacak. Dalga dalga gelen düşmanları durdurmak için bileğiniz kadar kafanız da yorulmak zorunda. 16 yüzyılın kendine has atmosferi ve cadılık müessesi de oyunu farklı kılan detaylardan. Cadıların av değil avcı olduğu nice oyunlarda görüşmek üzere. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum