Uzayda Geçen Gizemli Bir Macera: Corpse Of Discovery

Greetings Major

Gün geçmiyor ki yeni bir bağımsız yapımcı ilginç bir fikirle kapımızı çalmasın. Steam ve PSN gibi dijital platformlar sağ olsun, artık yayıncıların hayatta para dökmeyeceği aykırı fikirleri korkmadan oyuna dönüştürebiliyor yapımcılar. Corpse Of Discovery de onlardan biri (gibi görünüyor).

Keşfedilmemiş bir gezegende gözümüzü açarak başlıyoruz oyuna. “Selamlar Binbaşı,” diyen bir otomatik mesaj karşılıyor bizi ve bunun son görevimiz olduğunu, işimizi tamamladığımız takdirde dünyadaki ailemizin yanına dönebileceğimizi söylüyor. Tuhaf bir biçimde terk edilmiş üssümüzün kapıları açıldığındaysa kendimizi No Man’s Sky görsellerini andıran, tuhaf bir gezegende buluyoruz. Sırtımızda jetpack, başlıyoruz etrafı keşfe çıkmaya… ve tabii ki bir yandan da hayatta kalmaya çalışmaya. Yanımızda bir de AVA adında, uçan bir küreden ibaret olan ve bize rehberlik eden küçük bir robot var.

Buraya kadar her şey çok klişe, değil mi? Şimdi geliyoruz işin ilginçleştiği kısma… Diyelim ki gezegeni keşfederken bir yerlerden düşerek, bir doğal afete yakalanarak ya da uzaylı yaratıklara yem olarak öldünüz. O noktadan sonra bir kez daha keşfedilmemiş bir gezegende açıyoruz gözümüzü. Bir kez daha “Selamlar Binbaşı,” diyen otomatik bir mesaj karşılıyor bizi. Bir kez daha bunun son görevimiz olduğunu ve çok yakında ailemize kavuşacağımızı söylüyor bize. Bir kez daha açılıyor terk edilmiş üssümüzün kapıları ve… ve kendimizi öncekiyle hiçbir alakası olmayan, bambaşka bir gezegende buluyoruz. Bambaşka derken ciddiyim. Havası, suyu, canlıları, iklimi, yer şekilleri… her şey değişiyor.

Nasıl? Kulağa ilginç geliyor, değil mi? Yalnız Corpse Of Discovery’nin sadece bir keşif oyunu olduğunu ve genellikle oradan oraya dolaşmak, hikaye parçacıklarını dinlemek ve belirli görevleri yerine getirmek üzerine kurulu olduğunu belirtmem gerek. Bir de 3 saatte bitiyormuş. Dear Eshter tarzı ama uzayda geçen bu tarz yapımlar ilginizi çekiyorsa bir göz atın deriz.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum