Marvel Snap - İnceleme
Tam çocuk uyuturken birkaç el atmalık kart oyunu lazımdı bana da!
Kart oyunlarını ilk başladıkları dönemde çok keyifle oynuyorum. Ama genellikle birlikteliğimiz hep kısa sürüyor, çünkü bu tarz oyunların rekabetçi bir yanı da olduğundan çok ciddi bir kendini adamışlık istiyorlar. Ben istiyorum ki eğleneyim, öyle deste kurmakla kafayı kırmayayım, “meta” takibi yapmak zorunda kalmayayım… Hearthstone da Gwent de benzer sebeplerden beni kaybettiler mesela. Birilerinin yapımcılara oyunları mesai harcamak için değil de eğlenmek için oynadığımızı hatırlatması lazım artık. Gerçi belki de hatırlatmaya gerek yoktur. Yine fazla erken mi konuşuyorum bilmiyorum ama sanki MARVEL SNAP tam da aradığımı bana veriyormuş gibi duruyor şu ana kadar.
MARVEL SNAP, Second Dinner Studios’un ilk oyunu. Böyle söyleyince “Kimin??!” tepkisi verdiğinizi tahmin edebiliyorum ama aslında konuyla ilgisi olanlara o kadar da yabancı değil bu arkadaşlar. Hani şu Hearthstone’un şen şakrak, gümbürdeyen kahkahalarıyla yeri göğü inleten eski yönetmeni Ben Brode vardı ya. Hah işte, onun şirketinin yeni oyunu. Ve az önce de ima ettiğim gibi hem mantık olarak aşırı basit, oynanış olarak inanılmaz hızlı ve tamamen eğlenmeye yönelik bir oyun kendisi. Kolay kolay Gwent ve Hearthstone gibi “İki maç atayım da keyfim yerine gelsin” kafasından uzaklaşacağını da sanmıyorum… Çünkü maçlar aşağı yukarı sadece 2 ya da 3 dakika sürüyor. Buna rağmen içine girdikçe sizi “Yahu ben bunca şeyi nasıl öğreneceğim de aklımda tutacağım, çok iş öff” dedirtmeden de derinleşebileceğini ve taktiksel bir katman eklenebileceğini de kanıtlıyor. Ama durun, böyle uzun uzun açıklamak yerine size oyunun kurallarından bahsedeyim ben.
Adından da anlayacağınız üzere SNAP, Marvel lisanslı bir kart oyunu. Bir ton Marvel kahramanının oldukça hoş çizimlere sahip kartlarını içeriyor; her birinin farklı, ilginç güçleri ve özellikleri var. Bu kahraman kartlarını oyun sahasındaki üç “mekân” üzerinde oynuyoruz. Amacımız üç mekândan ikisinde rakibin güç seviyesinden fazlasını çıkartmak. Her tur 1 mana kazanıyoruz ve bir maç toplam 6 tur sürüyor. Buraya kadar tamam mıyız? Hah, şimdi işin bir tık daha kompleks hal aldığı kısma geliyoruz. Bu mekânlar tamamen rastgele şekilde karşımıza çıkıyor ve her mekânın kendi özel kuralları var. Kimisi çok standart şeyler. Mesela Hellfire Club, 1-Manalık (mana diyorum da “cost” aslında ama çoğumuz buna mana olarak alıştığı için öyle demeye devam edeceğim) kartları bu bölgede oynayamıyorsunuz. Bir yandan eğer Marvel evrenine hakimseniz Hellfire Club’ın gayet elit bir organizasyon olmasından mütevellit avam tabakayı dışlamış olmasına gönderme yaptığını da fark ediyorsunuz tabii mesela. Tabii daha komplike ve ilginç kurallara sahip mekânlar da var. Mesela Asgard. 4. turun sonunda bu bölgede kim kazanıyorsa iki tane daha kart çekiyor. Ya da bir başka örnek, Death’s Domain. Bu bölgede kart oynadığınızda kartı yok etmeniz gerekiyor. Eee peki saçma değil mi, niye kartımı yok edecekse o bölgede kart oynayayım, değil mi? Çünkü bu kısımda da kartların kendi güçleri işin içine giriyor. Bazı kartların üzerindeki “Bu kart yok edilemez” ya da “Bu kart yok edildiğinde şu olur” vb güçleri parlamaya başlıyor böyle durumlarda.
Mevzu bu kadarla da kalmıyor, kartlar ve mekân komboları birleşince gayet basit başlayan oynanış bir anda derinleşiyor. Oyunun hızlı ve basit temeli sağ olsun, hiçbir noktada kendinizi diğer kart oyunlarındaki gibi bir anda kaybolmuş hissetmiyorsunuz. Örneğin ortadaki sekmeye sizin kafanızda kurduğunuz planı komple yerle bir eden bir mekân denk geldi diyelim. Hop, o bölgede bir Scarlet Witch kartı oynuyorsunuz ve mekân rastgele başka bir tanesiyle değişiyor! (Çünkü Scarlet Witch’in gerçekliği bükebilen güçleri var; yine çizgi romanlara selamı çaktı hemen!) Ama tabii böyle yapıp da daha fena elinizde patlayacak bir mekân da denk gelebilir, onu da hesaba katmak lazım. Arada bir bazı mekânlar daha sık karşınıza çıkacak şekilde “Featured” sekmesinde yer alabiliyor, bu durumda çok ilginç planlar kurabiliyorsunuz. Mesela ben bu yazıyı yazarken “Bar Sinister” mekânı Featured’daydı. Buraya oynadığınız kartı direkt 3 kere kopyalayıp orayı tamamen dolduruyor. Normalde bir mekânda sadece 4 kart oynayabiliyorsunuz ama bunu akıllıca kullanırsanız çok daha efektif oyunlar kurmak da mümkün.
Mesela oynadığım bir maçta Bar Sinister’ı Jessica Jones’la doldurdum (bir sonraki tur orada bir kart oynamazsanız +4 ekleniyor gücüne) ve sonra o turn biter bitmez devreye giren “The Bifrost” mekânı (4. turun bitiminde bütün kartları bir sağdaki mekâna kaydırır) sayesinde o taraf boş kalınca bir tur da The Thing bastım. Böylece toplam 8 kart yaratmış oldum o mekaniği kullanarak ve bunlar hep güçlü kartlar olduğundan elimi hızlı bir şekilde güçlendirmiş oldum. Bu tarz komboları denk getirmek ayrı bir keyif zaten. İşin güzel yanı, maçlar çok hızlı gerçekleştiği için bu tarz taktikler size yapılsa bile çok sinirlenmiyorsunuz, çünkü kaybettiğiniz puanı telafi etmek çok basit ve hızlı oluyor yine.
Ha bu arada unutmadan ekleyeyim, oyuna ismini veren bir de SNAP! mekaniği var. Eğer kazanacağınızdan eminseniz (ya da rakibe blöf yapmak istiyorsanız) ekranın üstündeki küp arkadaşa tıklayarak rakibi “SNAP”leyebiliyorsunuz. Normalde kazanma/kaybetme durumunda 2 puan ortaya koyuyorken birden ortaya iki katı puan koymuş oluyorsunuz böylece. Bunu rakibiniz de yapabiliyor tabii, iki taraf birden SNAP’lerse toplam 8 puan yatırmış oluyorsunuz. Olur da gaza gelip SNAP’lediniz (ya da SNAP’lendiniz) ve işler beklediği gibi gitmedi, eğer “pes ederseniz” ortaya koyulan puanın yarısını kaybederek maçtan çekilebiliyorsunuz. İlginç ve eğlenceli olmuş bu özellik de ve özellikle de rakip size SNAP! çekmişken onu yenmek ekstra keyifli oluyor doğrusu.
F2P’in yahnisi güzel olur mu?
Tabii ne kadar eğlenceli olursa olsun eğer kart toplamaca kısmı para tuzağıysa hevesin kursakta kalma riski var. Marvel SNAP bu açıdan nispeten dengeli, adil ve bonkör bir sistem kurmayı başarmış. Market kısmında oyunun iki farklı birimi var: Gold ve Credits. Gold gerçek parayla da alabileceğiniz ya da belli mihenk taşlarına ulaştığınızda kazanacağınız daha nadir olan “premium” birim. Bununla alabileceğiniz başlıca şeyler elinizdeki kartların varyant tasarımları ve Credit.
Oyunu oynadıkça bolca Credits kazanıyorsunuz zaten ve bu kredileri de genellikle kartlarınızın kalitesini arttırmakta kullanıyorsunuz. Kalite demişken, bu mevzu oldukça hoş ve tamamen kozmetik. İlk başta düz görsel ve çerçeve var, bir üst seviye olan Uncommon’a geçtiğinizde karakter çerçeveyi kırıp dışına taşıyor, Rare’e güncellediğnizde görsel 3D’ye dönüşüyor; Epic kartın arka planına animasyon ekliyor, Legendary kartın logosunu parlatıp efektlendiriyor. Ultra’ya çıkartabilirseniz çerçeve animasyonla uyumlu şekilde animasyona sahip oluyor. Bunun da sonunda bir de Infinity seviyesi var -ki burada işler biraz daha ilginçleşiyor, kartınızın çerçevesi bir kez daha değişip morumsu bir parlama alırken aynı zamanda bölünüp özel arka plan ya da parlama efektlerine sahip bir başka kart daha ekliyor destenize. Bu yeni kartların birden fazla çeşidi ve kendilerini hemen belli eden efektleri olduğundan haliyle bunları elde etmek bayağı bir prestijli oluyor. Ha, bu arada kartlarınızın kalitesini bu şekilde arttırmanızın çok önemli bir sebebi daha var: Her kart kalitesi arttırdığınızda kaliteye bağlı olarak Koleksiyon seviyenize puan kazanıyorsunuz ve belli seviyelere ulaştığınızda yeni kartlar, kartların kalitesini arttırmanızı sağlayacak boosterlar, krediler vs. kazanıyorsunuz. Kısacası bu koca paragrafın özeti, kartlarınızın kalitesini ne yapın edin arttırın. Yeni kartlara kavuşmanızın anahtarı onlar çünkü.
MARVEL SNAP, şu an için hızlı bir zaman öldürme aracı olarak müthiş ideal bir oyun. İleride raydan çıkar çıkmaz mı ya da çok daha rekabetçi ve yüksek yetenek seviyesinde ne dönüyordur orasına bir şey diyemem şu an için ama ben oynadığım süreçten oldukça keyif aldım. Günün sonunda hemen boşta iki üç dakikanız varken oyalanmak için daha iyi alternatif bilen varsa bana da söylesin…
Mobilde tamam ama PC’de Erken Erişim MARVEL SNAP’in mobil olarak tasarlandığı gün gibi ortada. Ama PC üzerinden de oynamak isteyenleri dışlamaması güzel bir hareket tabii. Bununla beraber PC sürümünün henüz eksik kısımları olduğunu eklemem lazım, tam olarak da bu yüzden “Erken Erişim” etiketi altında çıktı zaten. Yapımcı ekip ileride PC için özel opsiyonlar ekleyip bu tecrübeyi de güzelleştireceklerini açıkladılar. İmkânınız olursa siz şimdilik mobil versiyonunu oynayın derim ben ama… |
Başlıklar
Hızlı ve keyifli, tam kafa dağıtmalık mobil kart oyunu arayan varsa daha uzağa bakmasın!
- Öğrenmesi kolay, oynaması zevkli
- Bedava oynanabiliyor, sizi para harcamak için tuzağa çekmeye çalışmıyor
- Kartları geliştirmek nispeten kolay, yaptığınız geliştirmeler size yeni kart olarak dönüyor
- Season Pass fiyatlandırması biraz tuzlu (ama en azından alması şart değil)
- PC tarafında biraz daha pişmesi gerek