Sea of Stars - İnceleme

Yeter 2023, bu kadar iyi RYO çıkarma artık!

Bir gün şöyle karşılıklı oturup konuşurken bana hangi eski oyun stilinin geri döneceğini soracak olsaydınız, vereceğim ilk cevap kesinlikle “90’lar JRYO’ları” olmazdı. Hele ki son dönemlerde insanların sıra tabanlı dövüş mekaniğine olan “Eskidi bu” ön yargısı, sıra tabanlı serilerin bir kısmının gerçek zamanlıya geçmesini düşünürsek bana bayağı bir imkânsız geliyordu. Ama önce geçen yılın en büyük sürprizlerinden Chained Echoes, ardından da The Messenger gibi nostalji soslu bir oyunun yapımcısı olan Sabotage Studio’nun Sea of Stars’ı imkânsız diye bir şey olmadığının kanıtı gibi çıktı geldi karşımıza.

İKİ KAHRAMANIN HİKAYESİ

Sea of Stars, çocukluktan seçilmiş iki kahraman olacak olan Zale ve Valere’in hikayesini anlatıyor. Güneş ve aydan aldıkları güçlerini geliştirmek ve daha iyi birer Solstice Warrior olmak için çocukluktan başladıkları eğitimi hazırlık kısmı gibi oynadıktan sonra, büyüdükleri kısma geçtiğimizde “yaklaşan kötülüğü” durdurmak için maceramız başlıyor ve… Bayağı bir klasik (hatta bazen klişe) hikâye kısımlarıyla karşılaşıyoruz. Hikâyenin açılması biraz sürüyor maalesef ama oyunun hem The Messenger’ın öncesini anlatıyor oluşuyla gelen göndermeler, hem senaryo açıldığındaki olaylar, hem de o noktaya gelene kadarki tecrübe benim affetmem için yeterli oldu. Özellikle karakterlerin aralarındaki muhabbetler, oyunun evrenindeki hikayeleri dinlemek derken çok güzel bir yolculuk oluyor Sea of Stars. Garl’ı da özellikle sevdiğimi belirtmem lazım ama. Süper güçlerin ve şeytani kötülerin olduğu bir ortamda yemek yapmayı ve çocukluk arkadaşlarına destek olmak için her şeyi yapan, gayet normal ama aşırı da heyecanlı bir karakter. Ne zaman bir şeyler konuşsa “Anlat Garl’cığım” diyorum, ne zaman bir şeyler yaşasa “Aman Garl’cığım!” diyorum. Arada oyunlarda böyle “gerçek” bir karakter görmek gerçekten hoş oluyor. Yaşasın Garl’cılık.

Her şeyden önce oyunun oynanış açısından beni tatmin ettiğini söylemem lazım. Sıra tabanlı oyunları sevdiğim zaten bir gerçek ama Sea of Stars’ın bu sıra tabanlı oynanışı aktif tutmak için yaptığı şeyler çok güzel. Mesela saldırı yaptığınızda, tam düşmana değmeden önce X tuşuna basarsanız ek hasar verebiliyorsunuz. Ya da aynı şekilde düşman size saldırırken X tuşuna basıp savunabiliyorsunuz. Karakterlerin aralarındaki, oyunda ilerledikçe çoğalan kombo saldırılar çok eğlenceli. Her ne kadar karakterlerin değil de partinin genel bir seviyesi olsa da, dövüş esnasında bile partideki karakterleri değiştirip duruma ve düşmana göre kendinizi hazırlayabilmek sevdiğim detaylardan. Ya da ne bileyim, karakterinizin canı sıfırlanırsa direkt dövüşten sıfırlanmak yerine belirli bir sayıda turun geçmesini beklemek de hoş şeylerden. Bunların yanı sıra oyunun hanlarında oynayabileceğiniz, Wheels adında bağımlılık yapan bir mini oyun bile var. Sea of Stars tam anlamıyla 90’lar RYO’larının her şeyini getirmiş günümüze.

“Karakterlerin değil, partinin seviyesi var” olayından da biraz bahsetmek istiyorum, çünkü herhangi bir parti odaklı RYO oynamış insanın en çok canını sıkan şeylerden biri bu olsa gerek. Her karakterin kendi seviyesi olması bir yandan özelleştirme için güzel ama arkada kalan ya da bir süre kullanmak istemediğiniz karakterlerin arada kaynaması, sonra oynamak istediğinizde tekrar onun için seviye kasıp oyundan iyice baymak illaki başınıza gelmiştir. Bunun yanı sıra seviye atlama ekranında karakterlerin her istatistiğinin artmasının yanı sıra, yükseltmek için bonus bir tane daha istatistik seçebilmek de güzel bir detay. “Hmm, Valere’in atakları iyi ama savunmada sanki çok hasar yiyor, dur savunmasını arttırayım” deyip, karakteri istediğiniz gibi yoğurabilmek benim için anlamsız derecede tatmin edici bir detay gerçekten.

BİR ŞEY YOK, GÖZÜME YILDIZ KAÇTI

Sea of Stars, 90’lar tadını görselliğiyle de taşıyor. Sanat tarzının güzelliği, ortamların, ışıkların ve renklerin kullanımı, karakter portrelerinin ve diyalogların Phantasy Starlardan çıkmış havası… İnsan şöyle oyunu açıp baktığında içi ısınıyor, mutlu oluyor ister istemez. Çoğu pixel-artı kullanan oyunu severim fakat Sea of Stars’ın ister istemez kendine has bir havası olduğu izlenimini insan atamıyor üstünden.

Bu güzel görsellikteki dünyayı keşfetmek de bir o kadar tatmin edici ve eğlenceli. Her girdiğiniz bölgede çözülebilecek platform bulmacaları ya da direkt bulmacalar, gözden uzakta yerlerde bulabileceğiniz sandıklar, aynı yolu farklı rotadan gittiğinizde karşılaşabileceğiniz şeyler, balık tutulabilecek yığınla yer derken ana görevi unutmuş, kendinizi yeni girdiğiniz bölgede oradan oraya gezinirken bulabiliyorsunuz.

Siz böyle gezinirken de arkada Sea of Stars’ın tatlı mı tatlı müzikleri çalıyor. Sea of Stars’ın müziklerini, Sabotage’ın önceki oyunu The Messenger’ın da müziklerini yapan Eric W. Brown bestelemiş bulunmakta, ama oyunun en büyük sürprizi benim için kesinlikle Chrono Trigger’ın da müziklerini Nobuo Uematsu’yla bestelemiş olan Yasunori Mitsuda’nın da oyun için 10 şarkı bestelemiş oluşu. Ekibin “Belki bir iki şarkı yapar ya” diye davet ettiklerini düşününce, ortaya çıkan sonuç hem Sabotage için hem de bizim için bir hayli güzel oldu.

Kısaca Sea of Stars, dibine kadar bir 90’lar RYO’su ve bunun günümüzde nasıl başarılı bir şekilde yapılabileceğinin bir kanıtı. Hikâye bazı noktalarda tahmin edilebilir olsa ya da tökezlese de, açılması biraz vakit alsa da, azıcık ilginizi çektiyse bile oynamanızı rahatlıkla önerebileceğim bir oyun. 2023 gibi sağlam RYO’larla dolu bir yılda, yılın en iyilerinden birini kaçırmak istemezsiniz bence.

SON KARAR

Chained Echoes’la beraber 90’lar konsol RYO’larını günümüze başarılı bir şekilde uyarlayan Sea of Stars, bu yılın ne kadar iyi oyun yaptığını geçtim, ne kadar iyi RYO yaptığını bir kez daha hatırlattı.

Sea of Stars
Harika
9.0
Artılar
  • Karakterler ve senaryo çok hoş (Yaşasın Garl’cılık)
  • Sıra tabanlı dövüşü aktif tutan mekanikler
  • Keşfetmesi tatmin edici mekanlar
  • Hem ses hem görsel açıdan çok iyi sunum
  • Yapılmaya değer yan içerikler, görevler
Eksiler
  • Hikâyenin bazı kısımları çok tahmin edilebilir
  • Bazı yan içeriklere ulaşmak için gereken backtrack sıkıcı gelebilir
YORUMLAR
Parolamı Unuttum