Bu yazı daha Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın.
Akıcı oynanış, doğal hissettiren kontroller, epik boss dövüşleri, yönetmekten keyif duyduğunuz bir karakter falan filan… Bir aksiyon oyununun sağlam olup olmadığını belirleyen en temel elementler… Oyun dünyası güzel bir yer ve ne kadar şanslıyız ki bu elementleri başarılı bir şekilde sunan bir sürü oyun oynadık. Peki bir şey soracağım: Oynadıktan sonra yastığa kafayı koyduğunuzda damarlarınızda dolanan adrenalin yüzünden uyuyamamanıza neden olan kaç oyun oynadınız?

İnsan mesleğini sevecek
Bayonetta 2 arkadaşlar… nasıl diyeyim… nasıl diyeyim… Nazik tabirini bulmakla uğraşasım gelmedi af buyurun: Hayvanlar gibi, öküzler gibi olmuş!
AZ KALSIN DA OLMAYACAKMIŞ
Aslında Bayonetta’nın devam oyununun yapılması düşünülmüyordu. Ama oyun giderek popülerleşince yapımcılar da yavaş yavaş fikir değiştirmeye başladılar ve masraf fişlerini yollayacakları cebi dolu bir şirket aramaya koyuldular. Bu sırada karşılarına beklenmedik, eski bir dost çıktı: Nintendo. Zaten üçüncü parti oyunlarla arası iyi olmayan, konsollarına özel yetişkin oyun kataloğu ise neredeyse bomboş olan Nintendo’nun bu hamlesi sayesinde Bayonetta 2, muhtemelen bu satırları okuyan sizi de lanet ettiren bir şekilde, Wii U’ya özel olarak çıktı.

En sağlam dövüşler bu maskeli dostumuzla olanlar
JEANNE BEDENDEN ÇIKMADIKÇA
Oyun jet tekmelemelerle, jet üstünde erotik kıyafet değiştirmelerle, yarı at yarı melek yaratıkları tabanca ile tokatlamalarla, siyah ejderha summon etmelerle ve tabii lolipoplarla birlikte müthiş saçma ve de müthiş gaz bir giriş yapıyor. Açılışın sonunda Bayonetta’nın eski dostu Jeanne’ın ruhu cehenneme çekiliyor ve onu kurtarmak adına cehenneme açılan kapıya ve de ötesine uzanan deparımız başlamış oluyor.

Bayonetta 2’nin Nintendo oyunu olduğuna ikna olmadıysanız…
Tabii eksantrik iblis avcısı Rodin ve sürekli şekil yapmaya çalışan ama bunu asla başaramayan Luka gibi tanıdıklarla da sık sık yollar kesişiyor. Bir de Loki adında artist bir velet geziyor yanımızda. Amacı cennete ve cehenneme açılan kapıya gitmek ama bunu neden istediğini bilmiyor, hafıza nanay. Bayonetta ile giriştikleri (ve hep Bayonetta’nın kazandığı) laf dalaşları süper eğlenceli (Luka’yla olanlar kadar olmasın). Ve elbette ki Loki’nin hikâyede çok önemli bir yeri var.
Yapılması planlanmayan bir oyunda hikâyenin saçmalamasını bekleyebilirsiniz ama öyle bir şey yok. Güzel yerlerden giriş yapmışlar ve aynı arızalık seviyesinde anlatmışlar. Keyifli yani. İlk oyunun hikâyesi sizi sardıysa bu da saracaktır. Yalnız tabii ki Bayonetta hikâyesi için değil taş gibi, kaya gibi, meteor gibi aksiyonu için oynanır.
I <3 ELEKTRİKLİ TESTERE
Kıvraklık konusunda rakip tanımayan hanım kızımız Bayonetta ellerinde bir çift, ayaklarında da bir çift tabanca ile başlıyor oyuna (şaşacak bir şey yok, Bayonetta’dan söz ediyoruz). Zamanla kılıç, ok-yay, orak, elektrikli testere gibi daha işe yarar silahlar da geçiyor tabii elimize (ve ayağımıza). Çok işe yaramayan menzilli saldırılarımız da var ama olayımız şüphesiz ortama dalıp kombolar yapmak. Kombo sayısı muazzam. Temel kombolarla da gayet güzel ilerlenebiliyor ama Tekken’i andıran kombolar yapmaya başlayınca iş daha bir tatlılaşıyor. Mesela 4 kere üst üste yumruğa basarak da kombo yapabilirsiniz, 3 yumruk + es + tekme + es + tekme gibi zamanlama gerektiren daha güçlü kombolar da.

Küçük meseleler bunlar
Kaçınma (dodge) hareketi Bayonetta’da özellikle önemli. Eğer tam hasar almadan kaçmayı başarırsanız Witch Time denen moda giriyorsunuz ve zaman sizin dışınızdaki her şey için birkaç saniyeliğine yavaşlıyor. Witch Time dövüş mekaniğinin temeli bile diyebilirim. O an dövdüğünüz adama odaklanmak yerine sürekli etrafınıza göz gezdirmeniz ve ilk gelecek saldırının zamanlamasını hesaplayarak doğru anda kaçmanız gerek. Zor mu göründü? İnanın hiç değil.
Çünkü Bayonetta’da kontrol her zaman sizde. Hareket tepkileri kusursuz. Bayonetta siz ne derseniz onu yapıyor ve de gelecek saldırıları her zaman görebilir oluyorsunuz. Yapmak istemediğiniz bir hareketi yaptığınız için kontrolü kaybetmek ya da nereden geldiğini göremediğiniz bir saldırı yüzünden sümsük yemek pek öyle mümkün bir şey değil. Eğer dövüşte zorlanıyorsanız yeterince iyi oynamadığınız için zorlandığınızı biliyorsunuz ve elbette ki bu, pratik ile, kısa zamanda çözülen bir şey (ya da hem elinize hem ayağınıza elektrikli testere takınca… nasıl coşturuyor anlatamam!).

Wii U’yu küçümsemeyiniz
Oyunda genelde meleklerle ve şeytanlarla dövüşüyorsunuz. Tasarımlarına bittim! İlk oyundakilerden bile daha sofistike tasarımları var ve fazlasıyla çeşitliler. Aşağı yukarı 10 saat süren oyun boyunca kaç çeşit yaratık kestim sayamadım. Kesinlikle “yine mi bunlar” kafasını yaşamıyorsunuz. Tabii bu durum düşmanların saldırılarını ezberlemenizi zorlaştırıyor ama dediğim gibi zaten bütün saldırıları görebiliyorsunuz. Ezberden çok gözlem yeteneğinize ve reflekslerinize güvenmelisiniz.
Boss savaşları ise bambaşka bir dünya. Kaç boss kestiğimi de sayamadım, onlar da hayli fazlalar ve epik kelimesi vardır ya hani, ahanda Bayonetta. Ne bileyim bir boss’la normal kesişmeye başlıyorsunuz. Arada saldırı kalıplarını değiştiriyor farklı fazıyla dövüşüyorsunuz. Uçmaya başlayıp havada dövüşüyorsunuz. Arkadaş dağ boyunda yaratık summon ediyor, Bayonetta da aynı şeyi yapıp karşılık veriyor. Dev yaratıklar arka planda dövüşürken siz kesişmeye devam ediyorsunuz ve bir taraftan da arkadaki zangoçlardan kafanıza bir şey düşmemesine kasıyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız summon’ınızı siz kontrol ediyorsunuz… Üf yani. Hele bu boss’ların işini bitirmek için Bayonetta’nın yaptığı “climax” hareketlerine hiç girmeyeyim. Heybet ve adrenalinin (ve biraz da erotizmin) bu kadar iyi bir araya geldiği boss dövüşleri kaç oyunda var ki?
4 SİLAHIN NESİ VAR, 8 SİLAHIN SESİ VAR
Bir de ekstra olarak oyuna co-op oynanış eklemişler ve o bari az güzel olsun değil mi? Yok! O da şahane! İstediğiniz zaman co-op’a girebiliyorsunuz ama oyunu bitirip eli yüzü düzgün silahlar vs aldıktan sonra girmenizi öneririm. Eşleştirme sistemi pek mükemmel değil ama yanınıza birini bulduğunuz zaman birkaç dakikadan fazla sürmeyecek bol gürültülü bölümleri sırasıyla oynuyor, 6 kez üst üste ölmeden bölümü tamamlarsanız da hayvani paralar kazanıyorsunuz ki oyunu bir kere bitirdiğinizde almış olduğunuz silah, aksesuar, kıyafet vs’ler oyundakilerin çok çok küçük bir kısmı.

Çeşmeyi sen mi açık bıraktın?
Yani arkadaşlar Bayonetta 2’nin kötü yanlarını görmeye çalışıyorum ama pek başaramıyorum. Daha fazla ara sahne olsaydı, Bayonetta’yı daha fazla izleseydik diyeceğim ama normal dövüş sekansları da az geldi bana. Onlar daha fazla olsaydı diyeceğim boss kesmeler de yetmedi. Kısacası ben bu oyuna doyamadım yahu! Daha co-op’ta ve new game+’ta geçireceğim çok saatler var benim. Yakınlarınızda ya da uzaklarınızda bir Wii U varsa mutlaka oynayın Bayonetta 2’yi. Ben böyle bir şey görmedim!
NOT
9+
KÜNYE
BAYONETTA 2 (WII U)
Bulunduğu Platformlar: Wii U
Tür: Aksiyon
Yapım: Platinum Games
Dağıtım: Nintendo
Dijital İndirme: 40 pound
Yaş Sınırı: 18
Ne İyi?
-Deli gibi aksiyon
-Bu aksiyonda her şey sizin kontrolünüzde
-Uçuk yaratık ve bölüm tasarımları
-Çok eğlenceli co-op
-Bayonetta’nın kendisi ;)
Ne Kötü?
-Arada 1-2 bölüm diğerleri kadar tempolu değil
-Biraz daha uzun olsaymış keşke, doyamadım :(
















