Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmıştır.
HD görüntü teknolojisi yıllardır hayatımızda ve artık standart haline geldi. Geçen nesilden beri konsollarda HD oyunların keyfini sürüyoruz, Blu-Ray ve medya oynatıcılar HD filmleri destekliyor, uydu ve kabloda pek çok kanal HD’ye geçti, internet videolarında bile HD olmayan içeriği yadırgar olduk.
Biliyorsunuz bir teknoloji ne zaman standart haline gelse hemen daha iyisi kendini gösterir. Görüntü teknolojilerinin ufkunda gözüken yeni nesil ise 4K, diğer bir ismiyle Ultra HD.
Yakın zamanda bir teknoloji mağazasına gittiyseniz gözünüze mutlaka çarpmıştır. 55” ve üzeri Ultra HD televizyonlar mağazaların en şık köşesinde kendilerine çoktan yer buldu bile. Bugün on bin liranın üzerindeki fiyatlarıyla cep yaksalar da bizim için asıl sorulması gereken soru, neler getirdikleri ve evlerimize girmeye ne zaman başlayacakları. Tabii önce Ultra HD’yi biraz daha yakından tanımalıyız.
Detay Detay Detay!
Ultra HD görüntü bize hem daha yüksek çözünürlük hem de daha zengin renkler vaat ediyor. Genelde 4K olarak anılsa da Ultra HD olarak tanımlanan iki farklı çözünürlük var, 4K (2160p - 3840 x 2160) ve 8K (4320p - 7680 x 4320). Kabaca 4K, Full HD’den 4 kat, 8K ise 16 kat daha yüksek çözünürlüğe sahip. Normal bir 35mm sinema filminin 6K’ya denk düştüğünü söyleyebiliriz. Yani Ultra HD teknolojisi ile koskoca bir sinema perdesini dolduran görüntüyü evimizdeki çok daha küçük olan TV’ye sıkıştırıyoruz. Bu da korkunç bir netlik sunuyor.

Hali hazırda kullandığımız HDTV’lerde her piksel için 8-bit RGB renk bilgisi kullanılıyor, yani üç rengin toplamında 24-bit renk derinliği elde ediliyor. UHDTV’lerle birlikte renk derinliği 30-bit ve üzerine çıkıyor. Altı üstü renk başına 2-bit’lik bir artış var anlayacağınız. Peki, bu pratikte neye tekabül ediyor, bu artış hayatımızı ne denli değiştiriyor? 24-bit bir ekran 16.8 milyon görüntüleyebilirken, 30-bit ekran 1,07 milyar ve 36-bit bir ekran 68,71 milyara renk gösterebiliyor. Vay vay vay… 2-bit sen ne renklere kadirmişsin. Eğer 60” veya üzeri bir HDTV’den bahsetmiyorsak renk zenginliğinin görüntüye katkısı çözünürlükten çok daha belirgin olacaktır.
Yukarıda bahsettiklerimiz çok güzel ama bu aynı zamanda Ultra HD’nin daha fazla bant genişliğine ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Bu önemli bir problem çünkü hali hazırda kullandığımız HDMI 1.4 standardının 10.2 Gbit/s’lik bant genişliği Ultra HD’nin bütün nimetleri için yetersiz kalıyor. HDMI 1.4, bu haliyle Ultra HD içeriği 24-bit renk derinliği ile saniyede 24 fps ve 30 fps olarak gösterebiliyor ancak 60 fps ve 30-bit üstü renk derinliği için yeni HDMI standardını beklememiz gerekiyor. Ayrıca bant genişliği yetmediğinden henüz 3D görüntüleri bu yüksek çözünürlükte alamıyoruz. Anlayacağınız HDMI elini kolunu bağlıyor Ultra HD’nin.

Eğer 4K bir bilgisayar monitörünü DisplayPort kullanarak bağlarsanız bu sorunları yaşamıyorsunuz elbette. Ancak monitörler için 4K henüz çok yeni. Piyasaya çıkan birkaç model pahalı ve başarısızdı. Bu ay CES fuarında kayda değer ilk 4K bilgisayar monitörlerinin duyurulmasını bekliyoruz.
Ultra HD’ler burada, Peki İçerik?
1080P HDTV’ler piyasaya ilk çıktıklarında bu çözünürlükte pek fazla içerik yoktu ortada. Ancak PlayStation 3 ve Blu-Ray’in hayatımıza girmesiyle anlam kazanmışlardı. Ultra HD’de ise durum daha da vahim. Öncelikle yeni nesil oyun konsolları henüz 4K’dan hiç faydalanamıyor. Gelecekte güncellemelerle video oynatma desteğinin gelebileceği konuşulsa da donanımda değişiklik yapılmadan oyunların 4K’ya çıkması beklenmiyor. Zaten her iki konsolun bu çözünürlükte bir oyunu kaldırıp kaldıramayacakları büyük bir soru işareti.
4K desteğine sahip Blu-Ray’ler de kısa belgeselleri saymazsanız ortada yok. 4K çözünürlüğünde filmler mevcut Blu-Ray disklere sığmadığından 100GB kapasiteli yeni Blu-Ray diskleri beklemek durumundayız. Ama ne zaman gelecekleri belirsiz. Bu yeni disk formatı mevcut Blu-Ray oynatıcılarla uyumlu olacak mı bu da bilinmiyor. Muhtemelen 4K Blu-Ray’ler gelmeden önce Amazon ve Netflix gibi platformlar 4K streaming’e başlayacaklar. Ama bunlar Türkiye’de olmadığı gibi webden 4K yayını kaldıracak bağlantı hızı ve kotası olan kaç kişi vardır büyük soru işareti.

Televizyon tarafında Digiturk ilk deneme yayınlarını yaptı. Geçen sene Nisan ayında yaptığı bir duyuru ile bunu dile getiren Digiturk, altyapılarının hazır olduğunu ancak sektörün olgunlaşması 1-2 yıla daha ihtiyaç olduğunu söylüyor. Dokuz aydır da 4K’dan bir daha haber vermediler.
Şu an bir parça akla yatkın tek Ultra HD film içeriği Sony sunuyor. 700$’lık fiyatıyla 4K Ultra HD Media Player alarak, Sony’nin Video Unlimited 4K servisinden filmleri indirebiliyorsunuz. Cihaz sadece Sony Ultra HD TV’lerle çalışıyor, on film yüklü olarak geliyor, kota katili olsa da en azından stream etmek zorunda değilsiniz. Ancak bu ürün de servis de henüz Türkiye’de yok.
Kısacası 4K kullanan içerikler ortada yok, bugün elimizde sadece soru işaretleri ve geleceğe yönelik umutlar var. Şu an en fazla yapabileceğiniz TV veya Blu-Ray oynatıcınızın upscale özelliği ile Full HD görüntüyü yazılımsal olarak Ultra HD’ye dönüştürmek.
Biz Neler Yaşadık?
Bütün bu içerik kıtlığına ve astronomik fiyatlarına rağmen 4K’yı denemekte kararlıydık. Öncelikle LG’nin BP730 Blu-ray oynatıcısını kullanarak Tron’u upscale olarak izlemeyi denedik. Beklediğimiz üzere 3D açıkken upscale çalışmadı ama 2D haliyle çözünürlüğü 2160p yani 4K’ya upscale edebildik. Upscale işlemi sırasında resim işlemcisi mevcut piksellere bakarak her piksel için fazladan üç piksel üretiyor, yani daha iyi görüntüyü tahmin etmeye çalışıyor. LG’nin bu konuda gerçekten başarılı bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Görüntü denediğimiz gerçek 4K test videoları kadar keskin olmasa ve renklerin doğallığında kayıp olsa da standart Blu-Ray’den iyiydi. Ama bu kadar pahalı bir yatırımı yaptığınıza değecek bir fark göremedik.
En büyük umudumuz ise canavar bir bilgisayar bağlayarak PC oyunlarını 4K oynamaktı. Çözünürlüğü 4096x2160’a çıkarttığımızda ilk darbeyi yenileme hızının 24Hz’e düşmesiyle yedik. Ayrıca bu çözünürlükte simgeleri seçmek hayli zorlaştı. İkonları büyüterek bu sorunu çözebilsek de 24Hz’de farenin atlayarak hareketi oldukça rahatsız ediciydi. 30Hz’e çıkabilmek adına çözünürlüğü 3840x2160’a düşürdük ve Bioshock Infinite ile denemelere başladık. Öncelikle renkler ve çözünürlük gerçekten aradaki farkı sonuna kadar hissettiriyor. Görüntüler ayna gibi olunca zaten hayranı olduğumuz Columbia’ya bir camın arkasından bakıyormuş gibi hissettik. Ancak TV’lerin bütün resim işleme özelliklerini kapatmamıza (ki bu görüntünün biraz daha ham kalmasına yol açtı) rağmen ekranın yüksek tepki süresi ve bir türlü düşmeyen input lag oyunun akıcılığını azalttı. Buna yenileme hızının 30Hz olması yüzünden oyunun da 30fps’de takılıp kalması eklenince elimizde çok daha güzel gözüken ama oynaması o kadar da keyifli olmayan bir Bioshock Infinite kaldı.

Bioshock Infinite’dan sonra Tomb Raider’ı da deneyelim dedik. Sonucun ne olacağı belliydi ama Lara’yı bu çözünürlükte görme şansını kaçıramazdık. Özellikle ara sahnelere doyum olmadı ama Lara aksiyona girdikçe aynı akıcılık sorunları can sıkmaya başladı, konuyu çok uzatmadık.
Eğer 4K çözünürlükte oyun oynamak istiyorsanız ya TV’ler için HDMI 2.0’ın gelmesini bekleyip bu desteğe sahip iyi bir ekran kartı edineceksiniz. Ya da DisplayPort desteği olan düzgün bir 4K çıkmasını bekleyeceksiniz. Biz 2014 ortasında ikisinin birden gerçekleşeceğini umuyoruz. Ayrıca ekran kartınızın güçlü olması tek başına yeterli değil, desteklediği maksimum çözünürlüğe mutlaka bakın. Yeni nesil ekran kartlarında bu tarz bir sıkıntı yaşamazsınız zaten. Nvidia 780 Ti ve AMD Radeon 290X gibi üst düzey kartlar 4K için yeterliler ve DisplayPort üzerinden 60Hz destekliyorlar.
Ne Zaman Almalı?
Ortada bir içerik olsa Ultra HD gerçekten görsel anlamda bir şölen ve ağzınızın açık kalmasını sağlıyor. Ancak fiyatları için aynı güzellikte cümleler kuramayacağım. Bugün iyi bir Ultra HD televizyon almak için 10-20.000 TL’yi gözden çıkarmalısınız. Monitörler için henüz ülkemize gelmiş bir ürün yok ama bizdeki vergi fazlasını da hesaba katınca 1500$ ila 5.000$ arası fiyatlar bekleyebiliriz.

Elbette bir HDTV almayı zaten düşünen, üstüne cebinde harcanmak için can atan bir yirmi bini olanlar vardır. Almışken 4K almalı mısınız? Kendinize şunu sorun babanız kabinede bakan mı? Öyleyse hiç durmayın, aksi takdirde boş verin. Çünkü piyasada 4.000TL civarında akla gelen her özelliğe sahip inanılmaz güzel HDTV’ler var. Ultra HD’nin keyfini iki seneye kadar çıkarmanız zor. O zaman geldiğinde de zaten bugünün yarı fiyatına düşmüş olacaklar, iki kere televizyon almak daha karlı olacak. Sadece 1080p Blu-Ray’i upscale etmek için bu kadar para vermek akıl karı değil.
Ekstralar:
HDMI 2.0 Niçin Bu Kadar Önemli
HDMI 2.0, gerçekten Ultra HD için olmazsa olmazlardan biri. 24 fps belki film izlemek için yeterli gelebilir ancak oyun için minimum 50-60 fps gerekiyor. HDMI 2.0, saniyede 18 Gbit/s aktarım hızıyla 60 fps görüntüyü, 30 ya da 36 bit renk derinliğiyle ve 32 kanal sıkıştırılmamış ses içeriğiyle birlikte aktarabiliyor. Aynı zamanda 21:9 oranında görüntü desteğiyle de daha geniş ekranlı televizyonların hayatımıza girecek. Üstelik Ultra HD 3D desteği için de HDMI 2.0 şart.
HDMI 2.0’dan bu kadar bahsetmişken şunu da hatırlamamız gerekiyor. HDMI 2.0, 2014 içerisinde yaygınlaşmaya başlayacak ve pazardaki Ultra HD televizyonların hepsi şu an HDMI 1.4 ile geliyor. Bu aslında üzerinde durulması gereken ciddi bir soru. Şu an için HDMI 2.0 desteğine sahip tek televizyon Panasonic’in 65” WT600 Ultra HDTV modeli. Bunun dışında Sony, 2013’de çıkan Ultra HD televizyonlarının büyük bir bölümünün sadece firmware güncellemesi ile HDMI 2.0’a sahip olacağını duyurdu ancak diğer firmalardan şimdilik pek ses seda yok.
HDMI 2.0 şimdilik dertlerimizi çözecek gibi gözükse de Rec.2020 standardını iyice incelediğimizde aslında HDMI 2.0’ın da bu noktada son durağımız olmayacağını anlıyoruz. Zira teknik standartların yer aldığı öneri listesinde 120 fps de bulunuyor ancak bu bant genişliğini HDMI 2.0 da sağlayamayacak. Önümüzdeki 5 sene içerisinde HDMI 2.0’ın ve dolayısıyla Ultra HD’lerin de gelişmesini beklemek pek de yanlış olmayacaktır.
Kafaları karıştıran bir diğer konu da, HDMI 2.0’a geçişten sonra mevcut HDMI kablolarında bir değişiklik olup olmayacağı yönünde. HDMI 2.0 ile kablolarda bir değişiklik olmayacak. Bu kadar kötü haber üzerine en azından bu yüreğimize soğuk sular serpiştirir :)
LG 55LA970V

Ofisimize ilk giren Ultra HD oldu kendisi. Şahsen 55” (139 cm) olduğunu duyunca daha gövdeli bir ürün bekliyordum ama ürün sadece 27,5cm kalınlığında oldukça zarif bir ürün çıktı. Ayaklığını da taktıktan sonra hızlıca karşısına kuruldum.
4K çözünürlüğü test etmek için televizyonun kendisinde bir demo görmeyi bekliyordum ama öyle olmadı. LG’nin televizyon ile birlikte gelen uygulamalarına baktığım da çeşitli sinema servisleri vardı ancak 4K içerik yoktu aralarında. Moralleri bozmadan Youtube’un son aylarda eklediği Ultra HD içerik desteğini test etmeye karar verdim. Orada da kafamı karıştıran bir ayrıntı, görüntü kalitesini ayarlayabileceğim bir ayarın olmamasıydı. Görüntü kalitesi oldukça yüksek ve canlıydı ama 4K olduğundan emin olmam gerekiyordu. 11 saniye uzunluğunda 1 GB boyutunda ham 4K çözünürlüklü videoyu açtığımda “budur!” dedim. Bunda LG’nin bu televizyonda kullandığı IPS panelin de büyük bir etkisi var tabii. LG’yi zaten renk zenginliği konusunda beğenirdim, bunu biraz daha üst noktaya taşımış oldu. Ama unutmayın ki IPS panellerin tepki süreleri yüksektir. Eğer akıcılık konusunda takıntılıysanız bir deneyip rahatsız olup olmadığınıza bakmakta fayda var.
Bu modelin en havalı yanı dâhili hoparlör ve kamerası. Hoparlör televizyonun altında, kamera ise üzerinde gizli duruyor. Siz televizyonu açınca hoparlör yavaş yavaş kayarak ortaya çıkıyor. TV kapalıyken hoparlörün gizli olmasının pratikte bir faydası var mı bilemedik. Ama ilk görüşte herkesi etkilediği bir gerçek.
LG ile birlikte gelen akıllı kumanda işinizi oldukça kolaylaştırıyor. Başta ekranda bir fare imleci görmek rahatsız edebiliyor ama alışınca çok pratik. Bunda LG’nin menü tasarımının başarısı da etkili. Televizyonda USB 3.0 giriş ve Ultra HD videolar için HEVC Codec desteği de bulunuyor. Boyutu çok büyük olduğu için sadece ufak 4K videoları oynatmayı deneyebildik ve gayet akıcıydı. oynarken de HDMI 1.4’den kaynaklı yaşadığımız 30Hz’e takılıp kalma problemi dışında bir problem yaşamadık.
Televizyon 3D konusunda pasif gözlükler kullanıyor. Gözü daha az yorduğu ve maliyeti düşük olduğu için biz pasifi daima tercih ediyoruz. Aynı zamanda Dual Play özelliğini de deneme şansımız oldu. Bir arkadaşınızla yan yana oynarken 3D gözlükleri takıyorsunuz, görüntü 3D değil ama ikiniz farklı ekranları görüyorsunuz. Yani tam ekran split-screen.
Ultra TV fiyatları piyasayı kasıp kavururken, 10.000 TL’nin altındaki fiyatıyla bir parça daha mütevazi bir model 55LA970V. İlla 4K alacaksanız bu açıdan mantıklı, ancak Ultra HD’nin hakkını vermek istiyorsanız 65” ve üzerini hedeflemek daha anlamlı.
Sony Bravia 65X9005

55-inch LG’den sonra 65-inch Sony’e geçince ofis tamamen sinema salonuna döndü. Bunun en büyük nedenlerinden biri LG’nin neredeyse sıfır çerçeve çalışırken, Sony’nin kenarlarında hoparlör için ciddi bir alan ayırması. Neticede televizyonu olduğundan büyük gösterse de ben çerçevesiz daha çok seviyorum.
Sony’nin arayüzü ve uygulama merkezi LG’den sonra bana biraz vasat geldi. Kutudan iki kumanda çıktı. Birini yine akıllı kumanda olarak görebiliriz. Akıllı kumanda normal kumandaya göre daha az tuş var ama işinizi karşılamaya yetiyor ve çoğu zaman diğer kumandaya ihtiyaç bile duymuyorsunuz. Ayrıca Sony’nin NFC destekli Xperia telefonlarını kullanarak telefonunuzdaki bir görüntüyü ya da sesi, One Touch özelliğini kullanarak televizyonunuza aktarabiliyorsunuz.
Televizyonun sağında ve solunda kocamaaan hoparlörler olduğunu söylemiştik. Tron’u Bravia ile denediğimizde ses kalitesinin farkını cidden hissediyorsunuz. Hani LG ses konusunda oldukça iyiydi ama Sony bu modelde birkaç adım daha önde gözüküyor.
Renk doygunluğu ve netlik konusunda başarılı bulsam da LG’ye kıyasla daha cansız geldi. Yine de ebatlarından olsa gerek izlerken gerçekten film keyfini size sonuna kadar yaşatıyor. 65-inch bir televizyonda film izlemek gerçekten keyifli ancak 720p bir videoyu açtığımda görüntü bana sanki VCD izliyormuşum gibi kötü geldi. Hani böyle bir televizyon alacaksanız da minimum 1080p içeriğe ihtiyacınız var demektir. Gerçi Sony, X-Reality PRO teknolojisiyle 1080p içeriği hangi kaynaktan olursa olsun 4K’ye yükseltebiliyor. Bunu televizyon tarafında bu kadar başarılı yapabilmesi gerçekten büyük bir artı.
Gelelim bu güzelliğin fiyatına. Eğer salonunuzu gerçek anlamda bir sinema salonu olarak görmek istiyorsanız bu ürün için 17.000 TL gibi bir rakamı gözden çıkarmanız gerekiyor.
LG BP730

Denemelerimiz sırasında BP730’u Blu-Ray filmleri "upscale" etmede kullandık ve oldukça da iyi iş çıkardı. BP730’da tıpkı televizyon gibi akıllı kumanda ile geldi. Menüsü son derece basit ve hızlıydı. Eğer televizyonunuz akıllı değilse bu ürün aklını başına getirecektir. Çünkü BP730 üzerinde de televizyonda olduğu gibi uygulama çalıştırabiliyorsunuz. Dilerseniz bir sinema servisi çalıştırıp görüntüyü o şekilde de aktarabilirsiniz. BP730 ayrıca DLNA desteği de sağlıyor. Yani kablosuz bir depolama alanınızdan ya da cep telefonunuzdan görüntü istediğiniz gibi aktarabiliyorsunuz. Fiyat olarak da çok can yakmıyor. Yurt dışında 199$’a satılan ürünü, şu an 399 TL’den alabiliyorsunuz. Neredeyse bizde daha bile hesaplı diyebiliriz.
















