Çocukluğundan beri canı sıkıldıkça ansiklopedi karıştıran insanlarız biz. Kütüphanemiz popüler bilim kitaplarıyla dolup taşıyor. Bugüne dek belki de diğer film ve dizilerden çok, belgesel izledik. Bilim ve teknolojiye olan merakımız, evrendeki mucizelere karşı hayranlığımız hep bu yüzden.
En sevdiğimiz belgeselleri ve düzenli olarak takip ettiğimiz YouTube kanallarını sizinle paylaşmak istedik. Çok geç olmadan fark ettik ki ucu bucağı yok; dolayısıyla içeriğini bilim, teknoloji, doğa belgeselleriyle ve dijital özgürlük filmleriyle sınırlandırdık. Bunların bir kısmı resmi internet sitesi üzerinden ücretsiz ve yasal olarak izlenebiliyor, geri kalanlar içinse bir web araması yeterli. Dünyaya bakış açınızı değiştirmesi, ufkunuzu genişletmesi ve farkındalık kazandırması dileğiyle.
BİLİM, TEKNOLOJİ, DOĞA
Cosmos: A Personal Voyage (1980 | 13 bölüm | Carl Sagan)
Ömrüm boyunca tek bir belgesel izleme hakkım olsa, Cosmos'u seçerdim. Yeryüzündeki tüm insanlara tek bir belgesel izletme hakkım olsa, yine Cosmos'u seçerdim. Evrene dair insan aklının almakta güçlük çektiği olguları basitçe anlatan bu eşsiz yapım, yayın tarihinden bu yana 35 yıl geçmesine rağmen güncelliğini büyük ölçüde koruyor. Carl Sagan'ın büyüleyici anlatımı, Vangelis'in (bkz. Blade Runner) müzikleri... Kozmik okyanusun kıyılarında, hidrojen atomlarının milyarlarca yıllık bir zaman diliminde neler yapabildiğine tanık olun. -Eren
Cosmos: A Spacetime Odyssey (2014 | 13 bölüm | Neil deGrasse Tyson)
Belgesel tarihinde çığır açan Cosmos, zamanının en gelişmiş görsel efektlerini kullanıyor olsa da, malum, aradan onlarca yıl geçti. 1080p çözünürlükten aşağısı sizi kurtarmıyorsa, hayalî uzay geminizin rotasını bu yöne çevirin. Güncel bilgiler ve modern animasyonlarla zenginleştirilmiş bu yeniden yapımı bilime dair heyecanını gizleyemeyen bir diğer astrofizikçi Neil deGrasse Tyson sunuyor. 1980 yapımı belgesel yerine bunu izlerseniz –Sagan'ın mükemmel anlatımı hariç– pek bir şey kaybetmezsiniz. -Eren
The Pleasure of Finding Things Out (1981 | 1 bölüm | Richard Feynman)
Geçtiğimiz yüzyılın en meşhur isimlerinden, Nobel ödüllü teorik fizikçi Richard Feynman kendi öyküsünü anlatıyor. Hayal gücünün önemi ve bilinmeyenden niçin korkmamamız gerektiği gibi temel dersler veriyor, bilimsel keşiflerin kendisinde yarattığı heyecanı büyük bir şevkle paylaşıyor. Feynman'ın tuhaf denilebilecek düşünce tarzına alıştığınızda içinizden geçiriyorsunuz: Keşke bütün fizik öğretmenleri onun gibi olsa! Bu konuda öğrenim görüyor olun ya da olmayın, bilime ilgi duyuyorsanız Richard Feynman mutlaka tanımanız gereken bir isim. -Eren
Through the Wormhole (2010 | 54 bölüm | Morgan Freeman)
Evren şans eseri mi oluştu, yoksa ardında bir yaratıcı var mı? Evrende yalnız mıyız? Zaman yolculuğu mümkün mü? Zamanın başlangıcından "önce" ne vardı? Ölümden sonra yaşam var mı? Sonsuza dek yaşayabilir miyiz? "Üstün ırk" diye bir şey mümkün mü? İnsan evriminin geleceği robotlar mı? Altı sezonluk bu belgesel serisi her bir bölümünde, hepimizin aklına er ya da geç düşen önemli sorulara yanıt arıyor. Belgeseli tanrının ta kendisi, yani Morgan Freeman seslendirdiği için sadece izlemesi değil, dinlemesi de büyük keyif. -Eren
Wonders of the Solar System (2010 | 5 bölüm | Brian Cox)
1968 doğumlu (47 yaşında) demeye bin şahit gerektiren Brian Cox, insanların zihnindeki basmakalıp "çılgın profesör" tiplemesini yerle bir ediyor. Beş bölüm boyunca dünyanın dört bir köşesine gidip Güneş Sistemi'ndeki olguların yeryüzünü nasıl etkilediğini bizzat gösteren Cox, seriye adını veren merak ve hayranlık duygularını seyirciye çok iyi aktarıyor. Hem de İngiliz aksanıyla! Bunu bitirince serinin devamı denilebilecek Wonders of the Universe, Wonders of Life ve Human Universe'e geçebilirsiniz. -Eren
Stephen Hawking's Universe (2010 | 3 bölüm | Benedict Cumberbatch)
Çağımızın en ünlü teorik fizikçisi Stephen Hawking tarafından yazılan üç bölümlük bu televizyon dizisi Benedict Cumberbatch (bkz. Sherlock) tarafından seslendirilmiş. Hawking ilk bölümde Dünya dışı akıllı yaşam olasılığını değerlendiriyor, ikinci bölümde uzay-zaman ilişkisini açıklayıp zaman yolculuğu kavramını ele alıyor, üçüncü ve son bölümdeyse evren, yıldızlar ve kara deliklere dair bildiklerimizi ortaya seriyor. Yukarıdaki isimde bulamazsanız Into the Universe with Stephen Hawking diye aratınız. -Eren
Sci Fi Science: Physics of the Impossible (2009 | 24 bölüm | Michio Kaku)
Bilim-kurgunun gerçeğe dönüştüğü hayaller kurmayı seviyorsanız, dergimizdeki Sanal/Gerçek sayfalarını okumaktan keyif alıyorsanız, bu belgesel tam sizlik. Her bir bölümde galaksiler arası yolculuk, ışınlanma, görünmezlik gibi günümüzde imkânsız görünen konuları en son teknolojik gelişmeler ışığında değerlendirip gerçeğe dönüştürmek için nelere ihtiyaç duyduğumuzu açıklayan teorik fizikçi Michio Kaku, en sonunda "ben olsam böyle yapardım" diyerek kendi planını bir grup bilim-kurgu hayranına sunuyor. -Eren
When We Left Earth: The NASA Missions (2008 | 6 bölüm | Gary Sinise)
Sunumu CSI: New York ve Apollo 13 gibi yapımlardan tanıdığımız Gary Sinise tarafından gerçekleştirilen bu seri, ABD'nin uzay programını anlatan en iyi belgesellerden biri. Sırasıyla Mercury, Gemini ve Apollo programlarını, ilk uzay mekiklerini ve Uluslararası Uzay İstasyonu'nu ele alan belgesel, ABD'nin uzay yarışında önce geriye düşüp sonra liderliği ele geçirişini ve bu sırada yaşanan tahmin edemeyeceğiniz zorlukları aktarıyor. Halen daha Ay'a inişin bir aldatmaca olduğunu iddia edenler beri gelsin. -Eren
Planet Earth(2006 | 11 bölüm | David Attenborough)
Yapımı beş yıl süren Planet Earth, 25 milyon dolarlık bütçesiyle tarihin en pahalı doğa belgeseli. Yeryüzünün en ücra köşelerinden capcanlı görüntüler sunan belgeselin görsel kalitesi tek kelimeyle muhteşem; bu yüzden mutlaka HD çözünürlükte izlenmeli. Üzerine bir de kendi alanının bir numaralı ismi Sir David Attenborough'un dinlendirici sesi eklenince, ekran karşısında hayranlıkla kendinizden geçiyorsunuz. Bitirdikten sonra üç bölümlük devam serisi olan Planet Earth: The Future'ı da izleyebilirsiniz. -Eren
Home (2009 | 1 bölüm | Glenn Close)
Toplam elli dört ülkede havadan çekilen görüntüler, kimi zaman gerçek olduğuna inanamadığınız manzaralar, tüylerinizi diken diken eden müzikler... Adı kadar güzel bir belgesel olan Home'u izlediğinizde içinizi bir huşu kaplıyor. Daha da önemlisi, farkında olmadan veya görmezden gelerek yaşadığımız gerçekleri hatırlatıyor Home: Her nerede yaşıyor olursak olalım hepimiz birbirimize ve üzerinde bulunduğumuz gezegene derinden bağlı canlılarız. Ortak sorunlarımızı başkalarının sırtına yıkmaktan vazgeçmeliyiz. -Eren
DİJİTAL ÖZGÜRLÜK
Citizenfour (2014 | 1 bölüm | Laura Poitras)
2013 yılında kendi hayatını riske atarak ABD hükümetinin yürüttüğü yasadışı operasyonları halka sızdıran, o zamandan beri köşe bucak saklanmak zorunda bırakılan Edward Snowden, daha önce 11 Eylül olaylarıyla ilgili çalışmalar yapan film yapımcısı Laura Poitras ile masaya oturuyor ve tarihi röportajlar gerçekleştiriliyor. Film, tüm dünya çapında dikkat ve beğeni toplamış bir başyapıt. Dijital Özgürlük köşemizde bahsettiğimiz konularla ilgiliyseniz, Citizenfour izlemeniz gereken en önemli filmlerden. -Erim
The Internet's Own Boy: The Story of Aaron Swartz (2014 | 1 bölüm | Brian Knappenberger)
Aaron Swartz bugün farkında olmadan kullandığımız birçok web teknolojisinin kurucularından, "İnternet'in kendi çocuğu" sayılabilecek bir dahiydi. Teknik bilgilerini siyasal farkındalık ve aktivizm ile birleştirerek, SOPA kanununa karşı başarılı bir mücadelenin başını çekti. İşlediği bir veri hırsızlığı "suçu" yüzünden aşırı ağır cezalara çarptırılan Swartz, üzerindeki baskıya dayanamayıp henüz 26 yaşında intihar ederek ardında bir sürü soru işareti bıraktı. Bu film, bu sorulara Swartz'un hayatını takip ederek yakından bakıyor. -Erim
Panopticon (2012 | 1 bölüm | Peter Vlemmix)
Panopticon, özel hayat ihlallerini ele alan bir belgesel. Çekildiği ülke olan Hollanda'da uygulanan ihlalleri anlatıp, halkın "bana ne, benim gizleyecek bir şeyim yok" tarzı tepkilerini ve nerelerde yanıldıklarını anlatıyor. Filmin çoğu Hollanda'daki durumla ilgili, konuşmalar da çoğunlukla İngilizce değil. Fakat gizlilik ihlallerinin toplumdaki etkileri ve toplumun verdiği karşılıklar tüm dünyada aynı, dolayısıyla Panopticon kaçırmamanız gereken belgesellerden birisi diye düşünüyorum. -Erim
The Pirate Bay: Away from Keyboard (2013 | 1 bölüm | Simon Klose)
Film, dünyaca ünlü torrent sitesi The Pirate Bay'in kurucuları Fredrik Neij, Peter Sunde ve Gottfrid Svartholm'ü takip edip onların hayat görüşlerini, dosya paylaşımı ve internet özgürlüğü konusundaki mücadelelerini, ve medya sektörü tarafından zehir edilen hayatlarını konu alıyor. Filmin kazandığı para tamamen bağışlar ve destek olmak adına DVD setlerini alan izleyicilerden geldi. İzlemek isterseniz, nerede bulabileceğinizi biliyorsunuz! -Erim
Free the Network: Hackers Take Back the Web (2012 | 1 bölüm | Motherboard)
Occupy Wall Street hareketini hatırlarsınız. Free the Network bu hareket sırasında, iletişim gücünü devletin ve özel şirketlerin elinden kurtarıp doğrudan bireyleri bireylere bağlamak amacıyla (herhangi bir sistem karşıtı örgütlenmenin temel prensibidir) bir ağ kurmaya çalışan Free Network Foundation üyelerini takip ediyor. Devletin barışçıl protestolara nasıl tepkiler verebildiğini gördüğünüzde, ABD'nin bu konuda ülkemize ne derece yakın olduğunu anlayacaksınız. -Erim
Revolution OS (2001 | 1 bölüm | Susan Egan)
Revolution OS, 1978'de Bill Gates ile beraber yazılımın ücretli, kısıtlı veya özelleşmiş hale gelmesiyle birlikte serbest bilgi paylaşımı ve yazılım özgürlüğü konusunda pes etmeyi kabul etmeyen Linus Torvalds, Richard Stallman, Bruce Perens gibi isimlerin açık kaynak kodlu ilk işletim sistemlerini yaratma süreçlerini anlatıyor. Aynı zamanda yazılım ve entelektüel haklar gibi konulara genel bir bakış sunarak, bilgi çağında para ve özgür bilgi dağılımı arasındaki çatışmada karşımıza çıkan sorularla ilgili röportajlara yer veriyor. -Erim
Rip!: A Remix Manifesto (2008 | 1 bölüm | Brett Gaylor)
Tarihin ilk "açık kaynaklı belgeseli" sıfatını taşıyan yapım, tam olarak bu: Dünyanın her yerinden alternatif görüşlere sahip yaratıcı insanların fikri mülkiyet, var olanı yeniden yorumlamak ve esinlenerek ileriye taşımak gibi kavramların, tüketim ve paraya dayalı bir sistemde nasıl hayatta kalabileceği üzerine sorduğu soruları içeriyor. Son derece yer altı ve can alıcı bir tarza ve sunuma sahip belgesel, var olan eserleri remix'lemek üzerinden giderek alternatif düşüncelere yer açıyor. -Erim
Controlling The Web (2012 | 1 bölüm | Sebastian Walker)
2012 yılında, serbest bilgi paylaşımının bir yan etkisi olan korsan içerik kopyalama ve paylaşma sorununu çözmek adına Amerika'da geçirilmeye çalışılan SOPA ve PIPA yasa paketlerine karşı mücadele eden grupların hikâyesini anlatan yarım saatlik belgesel, dijital dünyada her veriyi potansiyel tehditler için analiz eden bir sistemde, özel hayat diye bir şeyin kalmayacağı ve böyle bir sistemin kötü ellerde ne kadar korkunç sonuçları olabileceğine değiniyor. -Erim
Steal This Film (2006 | 2 bölüm | The League of Noble Peers)
Ücretsiz olarak dünya halkına sunulan olan belgesel serisi, dünya çapında fikri mülk kavramına karşı çıkan değişik düşünür, aktivist, ve bazen "kanun kaçağı" sayılabilecek insanların konu hakkındaki görüşlerine yer veriyor. Hollywood'un internetin kaotik gücüne karşı verdiği mücadeleyi ve bu doğrultuda devletlere yaptığı baskıları da kanıtlarıyla ortaya çıkarıyor. Yapımcıları isim vermek yerine "The League of Noble Peers" adını kullanarak, belgeseli P2P protokolüyle yaymış. -Erim
YOUTUBE KANALLARI
AsapSCIENCE
YouTube bilim dünyasında sıradan sorulara bilimsel yanıtlar arayan bir kanal olarak tanımlasak, aslında yanlış olmaz. Beyaz bir kâğıda yapılan çizimlerle yola çıkan AsapSCIENCE, hızlandırılmış el çizimlerinin bir anlatıcı ile birleşiminden oluşuyor. "Neden isimleri unutursunuz?" ya da "İnsanlar yok olsaydı ne olurdu?" gibi basit görünen sorularla yola çıkıyor, "doodle" denebilecek illüstrasyonlarla konuyu anlatıyor. Haftalık olan yayın 2012'den beri iki kişi tarafından idare edilmekte. -Sarp
CGPGrey
Kültür, biyoloji, kimya, teknoloji gibi değişik alanlarda komik ve nokta atışı tespitler ile sert bilimsel gerçekleri karıştırarak ortaya çıkardığı videoları son derece eğlendirici olan CGP Grey, daha sonra benzer projeler yaratmak isteyen insanlarla deneyimlerini paylaştığı podcast projeleriyle de yelpazesini genişletti. Diğer birçok kanala nazaran daha az sıklıkta yayınlanan ama daha yüksek kalitede içerik taşıyan videolar, birçok büyük medya kanalı tarafından da ilgi görüyor. -Erim
Computerphile
Saat dilimlerinin yarattığı teknik sorunlar, şifre güvenliği, sağlama algoritmaları, veri sıkıştırma, programlama paradigmaları... Bilgisayar bilimine ilgi duyan, "bilgisayar sevici" herkesin başucuna koyabileceği bir kanal Computerphile. Matematik için Numberphile, kimya için Periodic Videos, fizik ve astronomi için Sixty Symbols gibi kardeş kanalları da var. Nottingham Üniversitesi işbirliğiyle hazırlanan öğretici videolar arasında ilginizi çeken bir şeyler mutlaka bulacaksınız. -Eren
Kurzgesagt
İsmi Almanca "kısaca" anlamına gelen Kurzgesagt kanalı, sadece bilimsel değil kimi zaman sosyopolitik konuları da içeren, aylık videolar sunan bir kanal. Konulara doğrudan zor soruları sorarak giren Kurzgesagt ekibi, görüntü ve seslendirme kalitesinde çok iyi işler çıkarıyor. Videolarına eşlik eden ufak ördekler eksik kaldıkları yanları açıkça söylüyor, Türkçe altyazılı olması ise bizler için büyük bir artı. Aylık destek sunabileceğiniz Kurzgesagt, bence parayı layığıyla hak eden kanallardan biri. -Sarp
melodysheep
Amerikalı müzisyen John Boswell ya da sahne adıyla melodysheep, bir remix sanatçısı. Burada bizi ilgilendirense Symphony of Science adlı projesi. Bilumum belgeselden sahneleri kesip biçerek elektronik müzik parçaları oluşturan melodysheep, içimizdeki bilim aşkını körüklüyor. Her şey an itibarıyla on milyon izlenmeye yaklaşan A Glorious Dawn ile başladı. Daha sonra evrim, uzayın keşfi, insan beyni ve kuantum dünyası gibi konuları ele alan yeni müzik parçalarıyla bizi neşelendirdi. Şahsen yüzlerce (tam olarak 531) kez dinledim, bıkmadım! -Eren
MinutePhysics
İnsanların üzerinde yıllarca araştırma yapıp anlayamadığı konuları iki-üç dakika içinde anlatmak mı? Çıldırmış olmalısınız! Çılgın bir insan olan Henry Reich, "Yağmurda yürüyünce mi yoksa koşunca mı daha az ıslanırız?" gibi görece basit sorulardan tutun Shrödinger'in kedisi gibi karmaşık konulara kadar birçok düşünceyi el çizimi animasyonlarla anlatmaya çalışıyor. Haliyle, iki dakikalık bir videonun sonunda "kuantum fiziği biliyorum!" diye yerinizden sıçramanıza neden olmuyor ama kısa sürede faydalı bilgiler edinmenizi sağlıyor MinutePhysics. -Eren
SciShow
Hank Green'in eseri olan SciShow, gündelik sorulara bilimsel yanıtlar veren güvenilir kanallardan biri. Fizik, kimya, biyoloji gibi fen bilimlerinin yanı sıra psikoloji ve tarih gibi konuları herkesin anlayabileceği bir dilde açıklamaya çalışan kanal, içinde yaşadığımız tuhaf evrene dair harika bilgiler sunuyor. SciShow, benzer birçok kanaldan farklı olarak güncel haberlerin değerlendirmesini de yapıyor. Ayrıca SciShow Space ve SciShow Kids olmak üzere iki adet alt kalanı bulunuyor. -Eren
Veritasium
Üç milyon takipçi ve 200 milyon izlenmeyle YouTube'un popüler simalarından biri olan Derek Muller, dört yıl önce bilimsel açıklamalar ve deneyler içeren basit videolarla başlattığı Veritasium kanalından, bugün belgesel sunuculuğuna uzanan bir kariyer yarattı kendine. Videolar hep bilim ve mühendislik etrafında şekillense de seçtiği konular ve anlatımı her daim ilginizi çekmeyi başarıyor. Diğer dost kanallarla ortaklaşa hazırladıkları videoları da hesaba katınca, Veritasium aboneliği kafadan hak ediyor. -Eren
Vsauce
"Yeryüzündeki herkes aynı anda zıplasaydı ne olurdu?", "Neden öpüşüyoruz?", "Neden giysi giyiyoruz?" gibi sıra dışı sorulara eğlenceli ve düşündürücü yanıtlar veren Michael Stevens'ın an itibarıyla dokuz milyonu aşkın takipçisi var. Tuhaf davranışlar, deneyler ve internet kültürü gibi çok sayıda farklı konuya uzanan bir içerik sunan Vsauce'un Vsauce2 (Kevin Lieber) ve Vsauce3 (Jake Roper) olmak üzere iki adet alt kanalı da var ki video oyunları ve diğer kurgu dünyalara odaklanan Vsauce3 özellikle ilginizi çekecektir. -Eren