B.J.'in bitmek bilmeyen Nazi öldürme macerası.
Devamını okuŞimdi dürüst olayım, Steamworld Build’in odak noktası olan “Şehir Kurma” oyunlarını en son Cities: Skylines’ın ilk çıktığı dönemde oynuyordum. Ama Steamworld’ü seri olarak sevdiğimden (özellikle Dig 2) (Dig 2 gerçekten de nefis oyundu bak, kesinlikle katılıyorum - Eser) Steamworld Build’e erkenden göz atma şansı elime geçince hemen atladım. Serinin steampunk – vahşi batı karması teması, tasarımları ve oynanışı her zaman beni içine çekmeyi başarmıştı ve oynadığım kadarıyla Steamworld Build’in de bunu rahatlıkla başardığını söyleyebilirim.
Oyunun amacı ve döngüsü bir hayli basit. Eski, artık kimsenin yaşamadığı bir şehre gidiyorsunuz, bu şehri tekrar canlandırıp, kayıp eski çağ teknolojilerini bulup ölen gezegeninizden kaçmaya çalışıyorsunuz. Şehri kurması ve yönetimi de bir o kadar basit. Şehre çalışanları getirmek için kalacakları yerleri inşa ediyorsunuz, e tabii bu inşaları yapmak için de bolca oduna ihtiyacınız oluyor. İlk önce bir kereste fabrikası, ardından bu kerestelerin tahtaya dönüştürülmesi için ormancı binası, bunları da saklamak için bir depo kuruyorsunuz. Anlatması çok uzun ama farenizle üç tıklamayla yaptığınız bir şey, merak etmeyin.
Böyle başlayan oynanış döngüsü şehirdeki çalışanlarınızın isteklerini tatmin edip seviye atlatarak ve yeni “Kilometre taşları”na ulaşıp daha yeni şehir sakini sınıfları açarak devam ediyor ama oyunun asıl “Steamworld” kısmı madenleri keşfedip, dungeon crawler kısmına geldiğinizde başlıyor.
Steamworld Build’in bu tarafı bana oyunu satan kısmı oldu dürüst olayım. Madenlere girdiğinizde yepyeni bir oynanış tarzı benimsemeniz gerekiyor çünkü. Yine ilerlemeniz için gereken kilometre taşları ve bulmanız gereken şeyler var ama burada da madencileri işe almanız, madenin üstünüze yıkılmaması için düzgün kazmanız ve desteklemeniz, hem maden için hem de şehir için lazım olan altın, hurda parçaları gibi yükseltme malzemelerini tespit etmeniz ve madende ilerledikçe gelen düşmanları savuşturmanız gerekiyor. Fakat benim madenlerde ilerledikçe korktuğum şeylerden biri iki tarafın da (özellikle hammadde açısından) kontrolünü kaybetmekti. Ama oyunun “Yönetim Ekranı” nelerin eksik, nelerin fazla olduğunu size bayağı açık bir şekilde gösterdiğinden ve tek tuşla maden ve şehir arasında geçiş yapabilmek gibi bir kolaylık sağlandığından pek de dert olmadı oynayabildiğim süreçte. Çok darda kaldığınızda takas yapabilme gibi bir seçeneğinizin olması da cabası.
Oyunun ÇOK TATLI göründüğünü de belirtmem lazım. Steamworld’ün hoş sanat tarzı, özellikle renkleriyle kendini Build’de de yine öne çıkarıyor. Şimdilik canımı sıkan şey şehir özelleştirmenin biraz kısıtlı olması, çünkü bu görsellikte bir oyunla insanın madeni de, dünyadan kaçmayı da bırakıp gözlere şenlik bir steampunk – robot şehri yapası geliyor. Onun da tam halinde ya da güncellemelerle geleceğine inanıyorum.
Tabii canımı sıkan bir diğer şey de oyunun “2023” dışında bir çıkış tarihi bulunmaması. Ama çoğu şeyi bu kadar oturmuşken ve bu halinde neredeyse sıfır problemle karşılaşmışken pek de bekleyeceğimizi sanmıyorum. Tek dileğim şu Haziran Kaosu içinde çıkmaması, arada kaynamasını istemem. Steamworld’lerin yeteri kadar hakkı yendi, bir daha olmasın!
Geliştirici: Thunderful Development
Dağıtıcı: Thunderful Publishing
Tür: Şehir Kurma – Dungeon Crawler
Çıkış Tarihi: 2023