Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Modern sanata karşı nötrüm. Çünkü insanların anlamsız tablolara anlam biçmeye çabalarken bir taraftan şaraplarını yudumlamalarının yarattığı samimiyetsizlik bana hep gülünç gelmiştir. Ama bunun yanında en orijinal ve ezber bozan sanat eserlerinin modern sanat takipçisi artistlerin elinden çıktığı da bir gerçek. Şimdi, "bayram değil seyran değil Berkan bundan neden bahsediyor?" demişsinizdir. Proteus öyle bir “şey” ki, ne oyun, ne bir tablo, ne bir animasyon ne de bir resim. Proteus başlı başına bir deneyim. Onu samimiyetsizlikten ayıran nokta ise, hepimizin bu deneyimi evimizde, kimseye hava atma kaygısı gütmeden, bir başımıza deneyimlememiz.

Hala Proteus hakkında aklınızda bir fikir tam olarak oluşmadıysa, bu benim suçum değil. Bu gerçekten daha önce deneyim etmediğimiz derecede garip bir şey. Adeta bir jetonu atıp ihtişamlı bir gösteriyi birkaç dakikalığına izlemek gibi. Proteus’ta ne görev ne de silahlar var. Ne dünyayla bir etkileşim ne de bir amaç… Proteus sadece içgüdülerinize kalmış ve bu iç güdüleri destekleyecek bir atmosferde bir keşif izlencesi.
Piksel art grafikleri ve bu dünyadan olmayan müzikleriyle Proteus’un başından kalktığınızda “ne oyundu be!” demeyecekseniz ama garip bir şekilde hoşunuza giden “bu neydi şimdi?” hissiyatıyla dolup gülümseyeceksiniz. Ne kadar uğraşsam da bu yapımın insanda oluşturduğu izlenimi tarif etmemin imkanı yok. Tek yol deneyim edip görmek. Bir battaniye altında ve bir kahve eşliğinde.

Steam’de, oyun forumlarında ve hatta Proteus’un adının geçtiği tüm mecralarda bunun bir oyun olmadığı ve satın alınmaması gerektiği yazıyor. “Deneyim” satın almak ne zamandan beri zaman kaybı oldu ki?
Normalde oynanmalı diye bitirirdim ama Proteus’u böyle bitirmek kesin bir yanlış olur. O yüzden:
“Hissedilesi.”
Proteus (PC)
Tür: Deneyim
Yapım: Ed Key & David Kanaga
Dijital İndirme: 9.99$ (Steam)
Yaş Sınırı: Yok
Dahası İçin: //www.visitproteus.com
NOTU:
8+ / 10
















