Shin Megami Tensei IV İnceleme

Yetişkinler İçin Pokémon

 

 

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın. 

Atlus oyunları hakkında yazdığım yazıları okuyanlarınız muhtemelen aynı şeyi söylememden sıkılmıştır. Ama hayır, vazgeçmeyeceğim ve söylemeye devam edeceğim! Normalleştirmeyeceğim! 15 ay ne arkadaş? 15 AY!!! Yahu oyunlarını çevirme zahmetine girmeyen Japon yapımcıların oyunlarını oynayamamak ya da geç oynamak hadi bir yere kadar. Ama bir oyunu Kuzey Amerika’dan 15 ay sonra Avrupa’ya getirmek nedir?! İnsaf be Atlus ama artık! Açık tehdittir: Persona 5’te de böyle bir şey yaparsan ofisinize Armageddon atacağım, bilginiz olsun!

smt4-1

Bu arkadaşlar delici saldırılara zayıfmış mesela.

Neyse, Atlus’un dayaklık yayın politikalarının oyunumuzun kendisiyle ilgisi yok tabii. Derin bir nefes alıyoruz, bütün negatif enerjinin parmak uçlarımızdan aktığını hissediyoruz ve başlıyoruz iblis avlamaya.

OLAYI NETLEŞTİRELİM

Öncelikle şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum: Megami Tensei külliyatı inanılmaz karışıktır ama genelde oyunları birbirinden tamamen bağımsızdır. Yani oyunun adının sonundaki IV yanıltıcı olmasın. Önceki oyunları oynama gibi bir gereklilik kesinlikle yok.

smt4-2

İblis avına cebiniz dolu çıkı tabii.

Açıklığa kavuşturmak istediğim bir diğer nokta da; bu oyun Persona değil. Hikâye, karakterler, dramatizasyon arka planda. Sizi oyunun içinde hissettirmek gibi bir durum pek yok. Kısacası SMT IV tam olarak bir “rol yapma oyunu” değil. Daha çok bir “dungeon crawler”. Yani ana odağınız görevler almak, zindanları temizlemek, yaratık avlamak, güçlenmek ve ilerlemek.

SAMURAYLAR VE İBLİSLER

Hikâye ön planda değil derken hikâyesi kötü demek istemiyorum elbette. Bilakis arkada oldukça enteresan şeyler dönüyor. Oyunun başında bir samuray olmaya hak kazanıyorsunuz ki samuraylar bulunduğunuz diyarın Jedi’ları gibi bir şey. Sizin gibi yeni samuray olan birkaç kişiyle beraber şehir halkıyla konuşuyor, hana gidip görevler alıyor, gizemi henüz çözülememiş Naraku ismindeki zindanı temizleme işine girişiyorsunuz. Onurlu samuraylar ve niyeti belirsiz rahipler arasındaki gerilime hafiften burnunuzu sokuyorsunuz. Yaklaşık 9-10 saat bu şekilde gittikten sonra çok fena bir kırılma yaşanıyor oyunda. Spoiler vermeyeyim elbette ama kısacası ön planda olmasa bile kendini takip ettiren, gizemli, güzel bir hikâye var.

Ama asıl olay oynanışta. Seriye aşina olanların anlayabileceği bir cümle kurayım önce müsaadenizle: SMT IV’te Devil Survivor’lardakine benzer bir savaş ve bölge değiştirme sistemi, Nocturne ve Persona 2’lerdekine benzer şekilde iblislerle etkileşim, yine Nocturne’dekine benzer bir zindanlarda dolaşma şekli ve uzun süredir serinin vazgeçilmezlerinden olan kallavi bir füzyon mekaniği var. Açayım:

smt4-3

Alıştığımız, sevdiğimiz Pixie tasarımı. Bir ara şu tasarımları değiştirseler de hayır demem aslında ama neyse şimdilik...

Şehirdeyseniz gidebileceğiniz bütün bölgeler listelenmiş durumda. Bu bölgelerin arasında ya da içinde istediğiniz gibi dolaşmak yok. Bir bölgeye tıkladığınızda orada olanlarla konuşuyorsunuz, dükkândaysanız alışverişinizi yapıyorsunuz vs. ve çıkıyorsunuz. Dolayısıyla medeniyetin içinde fazla vakit geçirmeyeceksiniz.

Zindana girdiğinizde üçüncü şahıs kamerasına geçiş yapılıyor ve yaldır yaldır ilerliyorsunuz. Zindan tasarımları çok çeşitli sayılmaz ama güzeller. Oyunun 3D’sinin bayağı başarılı olduğunu da not edeyim bu arada. Birçok J-RYO’nun aksine rastgele girilen savaşlar yok SMT IV’te. Sağda solda gördüğünüz iblislerin üzerine giderseniz ya da yapmayı çok sevdikleri şekilde onlar sizin üstünüze gelirse savaş başlıyor. Yeterince kıvraksanız ve zindanın o katına aşinaysanız koşa koşa savaşa girmekten kaçabilirsiniz yani.

Savaşlarda öyle çok orijinal bir şey yok. Uzun zaman önce mükemmelleşmiş, sıra tabanlı sistem kullanılıyor. Karşıdaki iblislerin zayıf yönünü bulmak ve o tarafa çalışmak şeklinde akıyor genelde. Düşmanın zayıflığını bulur ve doğru saldırıyı yaparsanız hamle hakkınız artıyor. Tabii aynı şey karşı taraf için de geçerli. O da sizin ya da beraber savaştığınız 3 iblisin zayıflıklarına saldırırsa daha fazla saldırı hakkı elde ediyor vs.

smt4-4

Kandaki kalori oranı ne ki?

SMT IV aşırı zor bir oyun olmasa da ortalama üstü bir zorluğu var ve dikkatli olmazsanız en kıytırık iblislere bile kesilebilirsiniz. Düşük seviye olduğu için uğraşmak istemediğim ve kaçmaya çalıştığım ama yakalandığım, yakalandığım için de ilk saldırıyı yapan iblisler üst üste üç kere zayıflığıma vurmayı başarınca nalları diktiğim oldu. Birden fazla kez hem de. Her zaman temkinli olmakta fayda var.

Acayip şükrettiğim bir nokta var yalnız; oyunu her yerde kaydedebiliyorsunuz. Kayıt noktası falan yok. Oyunda çok ölüyorsunuz ve savaşı kazansanız bile astarı yüzünden pahalıya gelebiliyor. Sürekli kayıt almayı unutmayın o yüzden. Öldükten sonra Styx nehrinin kenarında bekleyen abiye parasını verip tekrar hayata dönebiliyorsunuz ama arkadaşın gözünü para bürümüş resmen, hayatta yetişmez. İkide bir kayıt almak candır.

İBLİS DE OLSA KANKA KANKADIR

Ve gelelim işin en tatlı kısmına. İnternette Megami Tensei serisi için şöyle bir tanıma denk geldim; “Pokémon gibi ama pokémon yerine Mesih, Lucifer falan avlıyorsunuz”. Bunu iblisleri zayıflatıp kafalarına top atarak yapmıyorsunuz tabii. İki medeni insan (!) gibi oturup konuşuyorsunuz.

Ama yani çok acayip. İblislerin kafası bizimkinden biraz farklı çalışıyor ve muazzam saçmalıkta diyaloglar yaşıyorsunuz. Durduk yere koptuğum çok oldu ^_^ Hoşuma gidenlerden birkaçını buralarda bir yerdeki bir kutuya yazmış olmam lazım. Yani işte iblise “gel bana katıl” diyorsunuz, kafalarınız uyuşursa, kimyanız tutarsa kendisi olaya sıcak yaklaşmaya başlıyor. “Ama tabii bedava olmuyor bu işler” diyerek sizden para mara istiyor. İstediğini verebilirsiniz de, veriyormuş gibi yapıp feyk de atabilirsiniz, artık almak istediğiniz riske bağlı. Tabii bütün istediklerini söğüşledikten sonra “hadi kendine iyi bak” deyip topuklayabiliyor da. Yani yarı şansa bağlı, yarı vermek istediğiniz tavize bağlı olarak karşınıza çıkan iblisleri müttefikiniz yapabiliyorsunuz.

smt4-5

Ve tabii kafayı bozacağınız diğer bir kısım ise bu iblisleri füzyona sokacağınız taraf. O an elinizde bulunan hangi iblisleri birleştirerek hangi iblisleri elde edebileceğinizi gösteren kallavi listeye girip bir daha çıkamamanız olası. Hele bir de “gotta catch ‘em all” kafasına girerseniz 40-50 saatlik oyunu 150 saate uzatmanız işten bile değil.

Oyun hakkındaki tek ciddi şikâyetim büyük çaplı bir harita sisteminin olmaması. O an bulunduğunuz bölgenin haritasını alt ekranda net bir şekilde görebiliyor ama oyunda çok fazla bölge var. Neresi neredeydi diye kafa çok karışabiliyor. En azından geçilen yerleri kaydeden büyük bir harita olsaydı inanılmaz rahatlatırdı. Hele birkaç gün oyunu oynamayınca insan feci ambele olabiliyor.

SMT IV daha çarpıcı hikâye ve karakterlere ve Nocturne seviyesinde ağır bir atmosfere sahip olsa daha hoş olurdu elbette ama yapmaya çalıştığı çoğu işi de cidden mükemmel yapan bir dungeon crawler. Ana oynanış mekanikleri kusursuz çalışıyor ve inanılmaz bir içeriğe sahip. 3DS sahibi bir RYO sever iseniz çok şanslısınız.

NOT

7+

KÜNYE

 SHIN MEGAMI TENSEI IV (3DS)

Bulunduğu Platformlar: 3DS

Tür: JRYO

Yapım: Atlus

Dağıtım: Atlus

Dijital İndirme: 20 Pound

Yaş Sınırı: 18

Platform: 3DS

Ne İyi?

-Dövüş sistemi sağlam

-Zindan temizleme keyifli

-İblis füzyonu derin ötesi

-İblislerle diyaloglar paha biçilemez

Ne Kötü?

-Harita sistemi kısıtlı

-Hikâye ve karakterler seriden alışık olduğumuz derecede iyi değil

 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum