Son Jeton - Dragon's Dogma

Kimisinin ejderhaya binip uçma hayali vardır, kimisininse kanat kirişlerini kesmek…

Hey gidi Dragon's Dogma! Bu ay itibariyle on sene olmuş çıkalı -ki daha onun gibisi gelmedi. Belki bir parça Monster Hunter… Ama yok ya, Dragon's Dogma bir başkaydı. Hani bazı oyunlar ilk çıktıkları sırada daha önce yapılmamış bir şeyi yapar da ağızları açık bırakırlar ya, sonradan aynı şeyler çok daha iyi yapılsa bile o ilk yapanın şanı kalır. Dragon's Dogma'nın karakter yaratımından itibaren böyle bir oyundu işte.

Karakterlerin suratını azıcık detaylandırmanın bile olay olduğu yıllarda vücut şekillerini bu kadar ayarlamak, yetmezmiş gibi bu ayarların oynanışı baştan aşağı değiştirmesi görülmüş şey değildi.

DRAGON'S DOGMA


Tür: Aksiyon RYO
Geliştirici: Capcom
Yayıncı: Capcom
Çıkış Tarihi: 2012
Çıkış Platformları: PS3, X360

Düşünsenize daha oyunun nasıl bir şey olduğundan habersiz ilk karakterimi yaratmışım. Ufak tefek bir kız (çünkü ben, evet), muhtemelen büyücü gibi bir şeyler oynarım. Görüntü kozmetik zaten, kürdan kollarla çift elli kılıç sallamak oyunlardan alışık olduğumuz şeyler. Oyunun başlarında bir yerlerde bir de Pawn’ımı yaratıyorum; o da iri yarı bir savaşçı arkadaşımız. Her büyücünün bir savaşçısı olmalı. Derken görev icabı bir hırsızı yakalamamız gerekiyor. Rüzgâr gibi koşuyorum, bam bam atlıyorum çatılardan. Can yanımda izliyor şaşkınlıkla “Sen nasıl yapabiliyorsun onları? Ben pat diye düşüyorum” diye. Anlıyoruz ki benim karakter ufak tefek olduğu için cıva gibi akıyor. Tırmanırken stamina’sı daha az gidiyor, daha fazla zıplıyor. İşte bu noktada oyun benim aklımı alıyor zaten -ki daha başındayım oyunun, ilk şehirden çıkıp da ormandaki ejderhayla göz göze bile gelmemişim.

Bir de karanlık ki ortam, göz gözü görmüyor. İlk defa bir oyunda gece seyahat etmeye korkuyorum. Elimizde bir fener, kendine hayrı yok. Uçuruma yürüdüğümüzü ayağımız boşa çıktığında anca anlıyoruz. Bizim Pawn sesleniyor: “Kurtlar grup halinde avlanır!” Bi’ sus gözünü seveyim, kurda kuşa yem etme bizi şurada. Lambanın gazı bitmek üzere zaten, acilen şehre dönmemiz lazım.

Pawn’lar böyle anlamsız gibi görünen yorumlar yaptığı zaman işkilleniyorum. Niye durduk yere aklına geldi şimdi kurtlar? Yoksa peşimizde sürü mü var? Şu ormanın içinden geçersem hızlıca dönebilir miyim acaba şehre derken… ANAM! EJDERHA ÇIKTI, HANİ KURTLARDI?!? EJDERHA LAN! Hemmen defolup gittik tabii oradan, gece gece ağzımızı kırar deli misin? Sabah bi’ parti gidip dövdürdüm ama kendimi ejderhaya.

Arisen’ım ben, bak ne yazıyor orada? Dragon’s Dogma. Demek ki ejderhalara dalınacak, bu arkadaşı da hemen şehrin çıkışına koyduklarına göre dövülebiliyor olsa gerek. Tankımızı gölete sokup iyice ıslattık ki direkt alevde ızgara olmasın; ben aldım elime hançerleri en hafif zırhla arkadan tırmanıp kanatlarını keseceğim, okçu da kalbine kalbine ateş edecek. Tüm bunlar nefis taktikler olmakla birlikte bri nefeslik canımız ve üç kuruşluk stamina’mız olduğu için yine de dayağımızı yiyip oturduk. Birbirimizi dirilte dirilte kaçıp gittik oradan; taktiksel geri çekildik de diyebiliriz yani. Fakat oyunun dövüş detayları muhteşem! Bir düşmanla baş etmenin bin bir tane yolu var. Üstelik düşmanın zayıf noktalarını keşfettikçe Pawn’ınız da bunu öğreniyor ve başkaları sizin Pawn’ınızı kiraladığında direkt o taktikleri uygularken görüp “Bu kertenkelenin kuyruğunu kesince dut gibi kalıyor, Arisen!” diye taktik de veriyor. Sonra tabağı boş göndermek olmaz, şöyle güzel bir eşya, iksir falan koyup geri yolluyorlar tabii. Böyle basit ve kullanışlı bir sosyal yönü de var yani. Gerçi arkadaşların Pawn’ını seviye fark etmeksizin bedavaya kiralayabildiğiniz için oyuna başlar başlamaz sizin 50. seviyeye gelmiş, komple ejder ateşinde dağlanmış zırhları kuşanmış Pawn’ınızı alıp da “Ben o kapıdaki ejderi dövdüydüm ya” diye ileri geri konuşan bazı kendini bilmezler olabiliyor, onlara hiçbir şey demiyorum. Onlar kendilerini biliyorlar.

Aradan on sene geçmiş lakin yakın zamanda Netflix’de dizisi bile çıkan Dragon’s Dogma’nın devamının geleceğine dair dedikodular ortalığı sarmış durumda. 2020’deki Ransomware saldırısında sızan belgeleri kaynak gösterenler de var, Dragon’s Dogma’nın 10.yılını kutlarken Capcom’un “Geleceğe bakarken...” gibisinden bir laf etmesini kanıt sayan da. Henüz resmi bir açıklama olmasa da bu dedikoduların bir temeli olmalı. OLMALI! (Senede iki defa çıkan Half-Life 3’e dönmesin de)

Burcu'nun bu yazıyı yazmasının üzerinden bir ay geçmemişti ki, gördüklerimiz şimdilik sadece logoyla sınırlı kalsa da, Capcom resmen Dragon's Dogma 2'yi duyurdu.

Neden Efsane Oldu?

 
SAVAŞ SİSTEMİ

Çevresel etkenler, grup kompozisyonu, Pawn’ların düşmanın zayıflıkları konusundaki tecrübesi, hatta boy ve kilonuzun bile savaşın seyrini değiştirebiliyor olması aynı tip on tane yaratığı kesip hepsinden farklı bir keyif almanızı sağlıyordu.

PAWN'LAR, PAWN'LARIMIZ

Pawn Sistemi oyun içinde "seXyAnGeL19" gibi tiplerle karşılaşıp keyfinizi kaçırmadan arkadaşlarınızın başarılarından nemâlanabileceğiniz, farklı grup kompozisyonları kurabileceğiniz güzel bir sistemdi. Ha bütün pawn'lar sabah akşam "Kurtlar grup halinde avlanır", "Birlikten kuvvet doğar" diye diye Mecnun gibi gezmeyip bir tık daha karakter sahibi olabilselerdi tam olurdu.

APAÇIK DÜNYA

Aynı döneme denk geldiği Skyrim’in gölgesinde kalmış olsa da açık dünyasının Skyrim’den en büyük farkı buglarla değil, heyecanlı dövüşlerle dolu olmasıydı. Ha bir de “Git bak bakayım ben orada mıyım?” şeklindeki yan görevlerin olmaması.

Tüm Son Jeton yazılarımıza şuradan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum