En son ana seriden bir Mega Man oyunu oynayalı resmen 8 sene oldu çünkü 2010 yılındaki Mega Man 10'un ardından seri sessizliğe bürünmüştü. Aralardaki Mega Man Legacy Collection gibi oyunları ya da Mega Man ruhunu canlandırma iddiasıyla ortaya çıkıp da çuvallayan Mighty No 9 gibi isimleri zaten saymıyorum. Neyse ki aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen Capcom seriyi unutmadığı gösterdi ve karşımıza Mega Man 11 gibi sağlam bir oyunla çıktı.
Capcom, bu oyunla birlikte aradan geçen yıllar hiç olmamış gibi davranmış ve seriye tam da kaldığı yerden devam etmiş. "Kaldığı yerden" deyince aklınıza hiçbir gelişme, hiçbir yenilik yokmuş gibi gelmesin, çünkü sizin de ekran görüntülerinde gördüğünüz üzere oyunun grafikleri baştan aşağı yenilenmiş ve ortaya da gayet güzel bir iş çıkmış. Yalnızca bu da değil, oyuna eklenen Double Gear ismindeki yeni mekanik de oyuna çok iyi uyum sağlamış ve iyice keyifli hale getirmiş.
Double Gear'in nereden çıktığını zaten oyunun başındaki sahnelerde görüyoruz, işin içinde elbette yine Dr. Wily var. Hatta burada Double Gear'in geçmişinin Dr. Wily ile Dr. Light'ın üniversite yıllarına kadar uzandığını görüyoruz. Robotların yeteneklerini ciddi ölçüde geliştiren bu cihazın araştırmaları tehlike yaratacağı gerekçesiyle durduruluyor ama Dr. Wily bu durumu elbette kabul edemiyor. Double Gear icadını tamamlayan Dr. Wily, Dr. Light'ın robotlarından sekizini (Block Man, Fuse Man, Blast Man, Acid Man, Tundra Man, Torch Man, Impact Man ve Bounce Man) çalıyor, onları Double Gear ile güçlendiriyor. Dr. Light da bunun üzerine aynı sistemi Mega Man üzerinde kullanıyor, çünkü dünyayı Dr. Wily'nin kötülüklerinden korumak lazım.
Peki nedir bu Double Gear sistemi? Bu sayede Mega Man Speed Gear ile zamanı yavaşlatabiliyor veya Power Gear ile saldırılarını güçlendirebiliyor. İkisini de kısa süreliğine kullanabiliyor ve ardından şarj olmalarını bekliyoruz ama gerçekten de çok işe yarıyorlar. Zaten oyundaki boss'lar, bazı düşmanlar ve platform sahnelerinin bazıları bu yetenekleri kullanmamızı gerektirecek şekilde tasarlanmış. Hatta gerçek anlamda zamana karşı yarıştığınız kısımlarda Speed Gear tam anlamıyla kurtarıcı.
Sekiz farklı robot ile istediğimiz sırada kapışabiliyoruz ve bu seçimi de Mega Man'in o klasik 9 kareli bölüm seçme ekranından yapıyoruz. Her bölüm, bölüm sonu robotunun yeteneklerine uygun bir temayı yansıtıyor. Elektrikse elektrik, ateşse asit, asitse asit. Hem platformlar, hem bölüm içinde karşılaştığımız düşmanlar, hem de her bölümdeki ara boss bu temaya uygun yeteneklere sahipler. Bölüm tasarımları bu bakımdan son derece zengin ve oynaması da çok keyifli.
Mega Man 11 dört farklı zorluk seviyesi sunuyor, bu sayede seriye tamamen yabancı olanların bile oyundan keyif alması garantilenmiş aslında. Zorluk seviyesinin etkisini verdiğimiz ve gördüğümüz zarar üzerinde görüyoruz, yoksa platformlar her daim aynı. Hal böyle olunca da en kolay modda sizi öldürebilecek tek şey platform öğeleri oluyor. Üst zorluk seviyeleri ise gerçekten de zor, benim diyen Mega Man'ciye bile illallah dedirtebilecek anlar yaşamanız olası. Ama kendinize uygun zorluk seviyesini seçtiğinizde de bu sefer oyunun gerçekten de çok kısa olduğunu göreceksiniz, onu da belirteyim.
Gittiğiniz her bölümde o bölümün son boss'unu öldürdüğünüzde o boss'un saldırı yeteneklerinden birini kazanmış oluyorsunuz. Gittiğiniz diğer bölümlerde de saldırılar arasında geçiş yapabiliyor ve silah enerjiniz bitene kadar bu yeni saldırıları kullanabiliyorsunuz (bölüme başlamadan önce laboratuardan enerji satın alırsanız bölüm içinde bunları yeniden doldurma imkanı da mevcut). Ama bu aynı zamanda oyunun bir eksikliğini de beraberinde getiriyor çünkü bu yeni saldırılarla gerçekten de çok güçleniyoruz. Şöyle ki sanırım oyunda en çok zorlanacağınız boss ilk iki, belki üç boss olacak. Sonrasında zaten 4-5 farklı saldırıya sahip olacağınız için zamanı yavaşlatıp tüm silahları karambole boss'lar üzerinde kullanabiliyor ve yeteneklerine çok da fazla dikkat etmeniz gerekmeden öldürebiliyorsunuz. Hatta ben zor olacağını düşündüğüm bir boss'u sadece kafasına blok devirerek 20 saniyede öldürünce bayağı şaşırmıştım. Silahlar ortak bir enerji haznesi kullansa belki daha stratejik yaklaşmak gerekebilirdi ama bu haliyle tüm silahları sonuna kadar kullan, enerjiyi doldur, tekrar kullan taktiği ile oyunu bitirmek mümkün.
Mega Man 11'in bosslardan daha zor olan kısmı ise bazı bölümlerdeki acayip zor platform kısımları. Hiç beklemediğiniz bir anda boşluğa veya dikenlere düşerek saniyesinde ölebiliyorsunuz (bunu önleyen eşyalar satın almanız da mümkün ama oyunu o kadar da kolaylaştırmayalım şimdi). Ayrıca bu tam da retro kafasında bir oyun, öyle bölüm ortasında kaydedeyim, oradan yükleyip devam edeyim gibi şeyler yapmak mümkün değil. Tüm canlarınız bittiğinde ölüyor ve bölüme en baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca otomatik kayıt sistemi de olmadığından ana ekrana her döndüğünüzde oyunu kaydetmeyi unutmamanız lazım, aksi halde bir sonraki gün oyunu açtığınızda son bitirdiğiniz iki bölümün oynanmamış olduğunu görüp dövünmeniz olası.
Oyunun en zayıf yönü ise bence oyun süresi olmuş. Elbette zorluk seviyesini kökleyerek ya da ekstra modlardan challenge'lara katılarak oyun süresini arttırmanız mümkün ama ana hikayeyi 4-5 saatte bitirebileceğinizi düşünürsek oyuna vereceğiniz 90 lira içinize oturabilir. Fiyat / oyun süresi dengesi hiç iyi değil yani. Ama bunu bir kenara bırakırsak Mega Man seviyorsanız oyunu mutlaka istek listenizde tutup indirime girdiğinde şans vermenizi öneririm. Sırf yaşattığı nostaljik his için bile oynanır.
Başlıklar
- Double Gear sistemi seriye güzel bir yenilik katmış
- Grafiklere ve bölüm temalarının çeşitliliğine bayıldım
- Dükkandan satın alabildiğimiz geliştirmelerin sayısı oldukça fazla
- Serinin özünü çok iyi korumuş
- Oyun süresi, fiyatına göre fazla kısa
- Bazı kısımların zorluk dengesinin tutturulamadığını göreceksiniz
- Oyunu kaydetmeyi unutursanız tüm ilerlemeniz boşa gidiyor