Assassin's Creed: Unity İnceleme

"HÜRRİYETİN İSTİBDADINI İSTİYORUZ" - San Just

"ARTIK ŞU SERİNİN İSTİKBALİNİ GÖRMEK İSTİYORUZ!" - Sinan Akkol

 

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın. 

Assassin's CreedUnity'nin sorununu anlamak için oyundaki sandıklara bakmanız yeterli olacaktır... Tam dört farklı sandık var oyunda. Birincisi normal, beyaz sandıklar. Bunları açabiliyorsunuz ve içinden para çıkıyor. İkincisi kırmızı ve açılması zor olan sandıklar. Bunları açabilmek için gerekli yetenekler oyunun 5. ve 9. bölümlerinde geliyor. Gelelim sarı tür sandıklara. Bir tane buldunuz ve açmak istiyorsunuz değil mi? Olmaz, çünkü Initiate Level'ınız yetmiyor. "O da ne" mi? Aaa, nasıl bilmezsiniz? Tüm Assassin's Creed oyunlarındaki başarılarınıza ve oynayış tarzınıza bakıp sizi puanlayan bir web sitesi Initiates. Sandığı açabilmek için buraya üye olmanız lazım... Neden mi? Çünkü zaman sosyal medya zamanı dostum!

acunity-1

Merak edip Initiate seviyenizi görmek için TAB'a basarsanız, oyun aşağıya küçülüyor, bir browser penceresi açılıyor ve ayrı bir siteye yönlendiriliyorsunuz! Zaten hepimizin aradığı budur değil mi? Atmosferine girdiğimiz sırada bir oyundan sökülüp alakasız bir web sitesine yönlendirilmek...

Şu ana kadar sabrettiyseniz, bir de mavi sandıkları dinleyin: Bunlara Nomad sandıkları deniyor ve bunları açabilmek için bir iOS veya Android cihazınızın olması gerek. Mobil cihazınıza kuracağınız ACU Companion App'de yapacağınız görevlerin sonunda bazı mavi sandıklar görünür oluyor. Ha, bunları da gidip açamıyorsunuz haaa, anlaşılmaz bir nedenden ötürü 24 saat beklemeniz, Companion App'deki adamınızın gidip alması gerekiyor!

Ulan sandık açıyorum sandık! Tek istediğim biraz para, belki de yeni bir kılıçtı! Mobil cihaza mahkum etmek, oyundan çıkartıp web sitesine yönlendirmek ne demek!?

 

Tabii ki oyundaki sandıkların alayını görmezden gelebilirsiniz. Ama benim dikkatinizi çekmek istediğim yer başka. Tıpkı sandık sistemi gibi, oyun gereksiz ve can sıkıcı sistemlerle boğulmuş. Ubisoft aklına gelen her şeyi, tüm sistemleri, tüm cihazları, tüm ödeme şekillerini tek bir oyuna entegre etmeyi denemiş. Assassin's CreedRevelations incelememde "serinin artık gereksiz içerikler yüzünden şişerek, dikiş yerlerinden patlama noktasına geldiğini" yazmıştım. İşin ilginç yanı, Assassin's CreedUnity'deki içeriğin çoğu çok güzel, ama bu sefer de sistem üstüne sistem ekleyerek oyunun temelini dinamitlemiş Ubisoft ve bundan geri dönülmesi de artık mümkün değil.

Oysa o kadar muhteşem bir şekilde başlıyor ki Unity.

 acunity-3

1312'nin soğuk bir gecesinde, gerçek bir olayla başlıyor oyun. Tapınak Şövalyeleri'nin Kral 4. Philip tarafından yakalanarak imha edilmesi emriyle başlıyor. Bir cadı gibi avlanıp yakılırken son Tapınak Üstadı Jacques de Molay, kralı, papayı ve ondan sonra gelecek soylarını lanetliyor.

Ve bundan sonra, Arno Dorian'la tanışıyoruz. Fransız devrimine çeyrek kala başlayan oyunumuzun baş karakteri olan Arno, Ezio'ya yakın sevimlilikte, ama içi onun kadar iyi doldurulamamış bir baş karakter. Geçmiş oyunlarla ilgili arzum bu oyunda da değişmedi: Keşke Arno'nun çocukluk ve gençlik yıllarına biraz daha değinselermiş, babası ve Elise ile arasındaki bağı bize de yaşatabilselermiş, o zaman tam anlamıyla Ezio'ya yaklaşırdı Arno. Yine kaçmış o fırsat.

acunity-4

Unity'nin eski nesilden kopup şimdiki nesle ve PC'ye çıkmasının nedenini, grafikleri görünce anlıyorsunuz: O kadar güzel ve detaylılar ki, buradaki sanatsal ince işçiliğin benzerini daha önce görmedim. O sarayların içine gösterilen özen, o sanat eserlerinin, o dönem kıyafetlerinin güzelliği, heykellerin kıvrımlarının düşen gölgeleri, sokaklardaki her bir çamur birikintisinin, binaların her birinin farklı olması. Meydanlarda toplanmış, bazen sayısı 5000'in üstüne çıkan insanlara falan, akıl sır erdiremedim. Bazen göreve koşmayı bırakıp bir sokaktan aşağı yavaşça yürüdüm sadece, o muhteşem grafikler ve sokak müzisyenlerinin tınıları arasında, hepsi farklı bir şeyler yapan Devrim Paris'i insanlarının arasında gezmekten inanılmaz keyif aldım. Unity beni görselliğiyle ve bunu sağlayan yeni nesil teknolojisiyle gerçekten başka bir şehre ve zamana aldııı götürdü.

Götürdü ve ondan sonra her 30 dakikada bir donarak beni ifrit etti!

 

DEVRİM GÜNÜ

Arno Dorian'ın hikâyesi Fransız Devrimi'ne farklı bir bakış açısı getiriyor. Aslında çok ilgi çekici ve önceki oyunlara göre çok daha gerçekçi bir hikâye örgüsü var Unity'nin: Fransa'da her tür gıdanın ama özellikle ekmeğin fiyatı tüm zamanların en pahalı seviyesine gelmiş, fakir halk açlıktan kıvranmaya başlamıştır. Bir yandan da giderek güçlenen tüccar ve sanayici burjuva kesimi ülke yönetiminde söz sahibi olmak istemekte, ancak soy ve toprak sahipliğini ayrıcalık olarak kullanan aristokratlar tarafından engellenmektedir. Pastanın üstündeki çilek, ülkenin vergi yükünün neredeyse tamamının çiftçilere yüklenmesi olur. Yani anlayacağınız, 1700'ler sonu Fransa'sı tam bir kazan gibi kaynamaktadır. Bu olaylar sırasında Tapınakçılar ve Assassin'lerin içindeki gizli çekişme sürmektedir.

acunity-6

Ben oyunda Arno'nun aşk meşk ve intikam dolu kişisel hikâyesine değil, Fransız Devrimi'ne getirdiği alternatif ama son derece gerçekçi bakış açısına vuruldum. İşte görmek istediğim AC hikâyesi! Tabii ne kadar gerçekçi olursa, işin fantastik tarafı o kadar zayıflıyor, burada da öyle olmuş netekim. Benim gibi hâlâ AC'nin Önceden Gelenler ve günümüz hikâyesi taraflarındaki gelişmeleri merak ediyorsanız, üstüne bir bardak soğuk su için: İlk Uygarlık'la ilgili en ufak bir gelişme yok, Juno'nun yerinde yeller esiyor ve günümüz hikâyesi ise yok gibi bir şey. İş artık Animus'ta değil, Abstergo'nun geliştirdiği ve tarihi oynamanızı sağlayan Helix adlı bir sanal gerçeklik konsolu içinde dönüyor ve Assassin'ler bu konsol üstünden bizimle irtibata geçiyor. Yani bu kez bir Abstergo çalışanı bile değiliz, evindeki kanepede oyun oynayan sıradan bir kişiyiz. (Assassin's Creed hikâyesine yabancı olanları az önceki paragrafta kaybettik :)

YENİLİKLER ÜST ÜSTE

Unity gerçekten yepyeni bir Assassin's Creed. Serinin oynanış tarafındaki eksikliklerini çok iyi tespit etmiş Ubisoft. Görsel ve müzik olarak zaten muazzam. Oynanıştaysa tüm yenilikler yerinde olmuş. Dövüşlerdeki "savun - karşı saldırı yap" kısır döngüsüyle, suikast görevlerinin sıradanlığının üstesinden gelmişler. Artık dövüşler çok daha gerçekçi ve zor. İki mermide veya tek bir güçlü saldırıda ölebiliyorsunuz. Düşmanlar tek tek saldırmıyor, Batman serisindeki gibi bir doğru zamanda savunma yapıp karşılık vermeniz lazım.

acunity-7

 

O korkunç takip görevleri tamamen gitmiş. Normal görevler de keyifli, ama esas eğlence büyük suikast görevlerinde. Sizi görev alanına yakın bir çatıya götürüyor ve etrafı gözleyerek kendi giriş yolunuzu bulmanızı istiyor oyun. Etrafta genellikle 50'den fazla asker oluyor. Ayrıca her görevde, görevin akışını sizin lehinize çevirecek bir veya iki alternatif görev oluyor (şarabı zehirlemek, bir anahtarı çalıp katedrale çatıdan girmek gibi). Yani suikast görevleri ilk başlarda çok farklı ve muhteşem geliyor, bana Hitman Blood Money'yi anımsattılar bu bakımdan. Ancak bu serbestliğin getirdiği bir handikap şu ki, eğer yeterince güçlü ve duman bombası / ilaç yüklüyseniz, dümdüz koşarak hedefinize dalıp çat diye öldürebiliyorsunuz da. Birkaç görevi bu şekilde 1 dakikadan kısa sürede bitirdim.

Ve Unity'nin en büyük yeniliği: Suikast görevlerini coop olarak oynama. Coop görevleri ana görevlerden ayrı, çok güzel tasarlanmış ve oyunun ana hikâyesine destek olacak şekilde kurgulanmış. 2 ila 4 kişilik coop görevleri var ve isterseniz bunları tek başınıza da oynayabiliyorsunuz. Ama uyarmadı demeyin, tek başınıza 4 kişilik görevleri başarmanız pek olası değil. Ve aslında, UPlay'in şu anki haliyle zaten istediğiniz coop görevlerini oynamanız da pek mümkün değil! Oyunun çıktığı ilk hafta, UPlay teknik olarak bir sürüngene dönüştüğünden, asla bir coop görev yapamadık. İkinci hafta biraz düzeldi, ancak almak istediğiniz görevi başlatamayınca, "ona en benzer" bir başka göreve attı. Böylece, ben tüm görevleri sırayla oynamak isterken, daha ana görevde gelmediğim bir noktadan, yani 5 dakika önce konuştuğum bir karakterin küllerini kaçırma görevinden başlatarak oyun kendi içinde spoiler yedirdi bana! Valla bravo!

acunity-8

İşin kötüsü, oyunun en zevkli yanı bu coop görevleri. Tuhaf bir şekilde takım arkadaşlarınızla hiçbir şekilde iletişim kuramadığınız halde, eş zamanlı saman balyasına atlamanın ardından (aynı balyaya nasıl sığıyoruz yaw? :), birimiz sağdan, diğerimiz soldan çıkıp ben uzaktakini Phantom Blade'le, isimsiz arkadaşım da yakındakini boğarak hallettiğinde aldığım hazzı yaşamanız lazım. Dilsiz ama son derece profesyonel bir suikastçi takımının içindeymişsiniz gibi hissedeceksiniz kendinizi. Tabii ki oyun istediğiniz görevi oynamanıza izin verecek kadar düzelirse!

Tırmanış ve serbest koşu tarafında da bir yenilik var: Artık Free Run Up, Free Run Down diye iki farklı seçeneğiniz var. Bu ikilem, oynanışa diğer saydıklarım kadar büyük bir fark katmamış (çatılardan daha hızlı ve usturuplu bir iniş haricinde). Ama tırmanış ve koşu animasyonlarındaki bütünlükte büyük bir gelişme olduğu kesin. Uzun zamandır sırf zevkine çatılarda serbest koşu yapmamıştım, ilk kez bu kadar gerçekçi ve heyecanlıydı. Oyuna başladıktan saatler sonra dahi yepyeni, daha önce görülmemiş parkur hareketleri yapıyorsunuz. Yalnız, artık koşu tuşuyla tırmanma tuşunu ayırmaları gerekiyor. Açık alanlarda koşu büyük bir keyif iken, bir pencereden içeriye girmek için debelenmek veya yolda koşarken yandaki pazar arabasının tepesine durduk yere tırmanmak istemiyoruz artıkın!

acunity-9

AC2'de olan ama sonradan göremediğim, sıradan halkın sizi tanıması, yaptıklarınıza tepki vermesi durumu Unity'yle geri dönmüş. Kurtardığınız fırıncılar yaptığınız iyiliğinize teşekkür etmek için sizi takip ediyor, bir eve pencereden dalarsanız o sırada yemek yiyen halk sizi itip kakmaya başlıyor, kılıç çekerseniz korkup geri basıyorlar. Hatta bazı açık suikastlerde koşup polisi getiriyorlar.

Oyundaki düşmanlarınız iki çeşit: Aşırı Uçlar kırmızı ve Kralın Askerleri mavi olarak belirtilmiş. Bunlardan kırmızılar sizi görünce hemen savaş moduna giriyor, çünkü aslında hepsi Tapınakçıların ortamı germek için kullandığı adamlar. Kralın askerleri ise ancak asayişi bozan bir şey yaptığınızı görürse size bulaşıyor. Bu iki taraf birbiriyle kavgalı olduğundan, bu durumu avantajınıza kullanabiliyorsunuz. Mesela bir seferinde bir askeri gizlice öldürdüm. Sonra çatapatla bir diğer askeri ve aşırı uç adamını cesedin yanına çektim. Asker cesedi görünce diğer adama, arkadaşları da etraftaki kırmızılara daldı. Ben de doğan karmaşadan faydalanıp katedralin kapısından içeri sızdım.

SİSTEM ÜSTÜNE SİSTEM

Oynanıştaki yeniliklerin hepsi çok güzel, görseller muhteşem, müzikler harikulade. Ama oyunun gereksiz ve çoğu düzgün çalışmayan sistemlerle boğulmuş olması bunlara ulaşmanızı engelliyor. Oyunun ilk 5 saatinde attığınız her adımda gerekliliği tartışılır bir sistemle karşılaşıyorsunuz: Initiate sitesinden bahsetmiştim zaten. Bu oyundaki üssünüz Paris'in ünlü Cafe Theater binası ve bu binanın bodrumunda gizli bir üs daha var (gizli üsseption). Burası Social Club. Arkadaşlarınızı burada ekliyor ve bir klan olarak çeşitli görevler yapıyorsunuz. Bu yazıyı yazdığım sırada Oyungezer kulübüne 7 kişi üyeydi, ama ben daha birisiyle bir görev yapamadım! Üstelik üye listesine baktığımda 7 farklı isim değil, 7 kez kendi ismimin tekrarlandığını görüyorum hâlâ.

acunity-10

Geçelim ekipmanlara. Oyunda dört farklı para birimi var (Comp. App'i de sayarsak beş) ve bunların her birinin kazanım şekli ve harcandığı yer farklı. Livre, klasik para birimi ve ekipman alımında işe yarıyor. Skill Point, yeteneklerinizi açıyor (seviyeniz yeterse). Creed Points, bir suikastçi gibi davrandığınızda kazanılıyor ve ekipman geliştirmelerinde kullanılıyor. Helix Points ise oyunun "oyun içi gerçek para"sı. Eğer ekipman almaya Livre'niz yetmiyorsa, gerçek parayla Helix Points alıyor ve böylece ekipmana kısa yoldan kavuşuyorsunuz. Merak ediyorum, zaten 132 TL'ye aldığı bir oyunu daha az oynamak için daha fazla para veren enayiler var mı gerçekten? Demek var ki, her oyunda türedi bu mikro ödeme sistemleri.

Bu ve bunun gibi gereksiz yere karmaşıklaşmış sistemlerin hepsi size bir şeyler anlatmaya çalışınca, ekranda çıkan onlarca metin uyarıcısı bir süre sonra üst üste biniyor, okuyacağınız şeyi okuyamıyorsunuz. Bir oyun tasarımcısının olmazsa olmazı HUD bile sapıtmış durumda bu karmaşada (haritadaki ikonları süzmesi gereken F ve sağ fare tuşu bu işe yaramıyor mesela).

Oyunun karmaşası çözülmüyor mu? Elbette çözülüyor. 3-5 saat sonra app'ı oyunla ilişkilendirmeyi, hangi görev türüne gideceğinizi, ne yapacağınızı, ne zaman saklanıp ne zaman kılıca davranacağınızı ezbere biliyorsunuz. Ama oyunda yapabileceğiniz ve beceriniz arttıkça, bu sefer teknik aksaklıklar yüzünden bir türlü oynayamaz oluyorsunuz. Oyun PS4'te Sequence 5'te, PC'de Sequence 9'da sıçtı. İki kez en baştan tekrar oynadım.

TEKNİK SORUNLAR

Oyundaki zibilyon tane sistem ve görev çeşidinin hangisini ciddiye alacağınızı ve hangisini es geçeceğinizi (veya Ubisoft tamir edene kadar bekleyeceğinizi) 4-5 saat sonra anlıyor ve oyunda hız kazanıyorsunuz. Ama bu sefer de oyunun teknik sorunları karşınıza çıkıyor. Bunların en önemlisi hem PS4'te, hem PC'de oynadığım için, her ikisinde de geçerli olmak üzere yaşanan 15-20 saniyelik donmalar. Genellikle sokakta koşarken oluyor ve sonra geri geliyor. Gerçi son yamadan sonra bu çöküşlerin "geri gelmeyen" versiyonları da olmaya başladı.

Diğer sıkıntı ise, inanılmaz NPC sayısıyla özellikle PS4'ün başa çıkamaması. İnsanlar, karakter detayları ve dokuları pıtırak gibi gözünüzün önünde beliriyor. Bunu inceleme sürecinde çıkan yamalarla çözdüler ama bende iz bıraktı. İz bırakan bir başka hata da, özellikle sinematik sahnelerde bir sahneden diğerine geçildiğinde saç ve elbiselerin belli bir yükseklikten bırakılmışçasına, salınarak yere dökülmesi. Yükleme süreleri PS4'te oldukça uzun (40-50 saniye arasında). PC'de ise 10-20 saniye arasında. Fast Travel var ama yükleme süreleri yüzünden PS4'te dert oluyor.

acunity-5

Eğer oyunu PC'de oynayacaksanız, iyi bir PC'niz olsun. Benim evdeki 680 kesmedi, ofisteki 770'te ise yağ gibi aktı oyun (4 çekirdekli işlemci ve 16GB RAM'le). PC'de 1080p FXAA kullanın. Eğer NVidia kartınız varsa TXAA kullanmayı deneyebilirsiniz, daha yavaş ama daha kaliteli görseller elde edeceksiniz.

FRANSIZ KALDIM

Bir oyun müziği duyduğunuzda, eğer o serinin ruhunu yansıtıyorsa, anında tanırsınız. Halo gibi, Diablo gibi... AC2'den beri bu seride bu özellik yok olmuştu, Unity'yle geri döndü. Çalışırken açıp dinleyeceğiniz kalitede bir albüm hazırlanmış ve Arno'nun dünyasını çok güzel yansıtıyor. Son üç oyundur eksik kalan bir şeydi müzikler, aksiyon sahnelerinde bile müziğin eksikliğini hissediyordum, Chris Tilton ve Sarah Schachner'in müzikleri resmen hayat katmış oyuna. Özellikle yaylı çalgıların girdiği o ana müzik teması her seferinde tüylerimi diken diken ediyor.

acunity-2

NPC'lerin kendi aralarında Fransızca konuşmaları, karakterlerin seslendirmeleri falan mükemmel (her caddede "Alloooo! Gazeteee!" diye bağıran abla gibiler sürekli tekrarlansa da). Lakin seslerle ilgili bir şikayetim var: Oyunda ana karakterler arasında Fransız aksanıyla konuşan yok. Üstelik Arno dahil, ana oyuncuların bir kısmı Kanada menşeli oldukları halde. Neyse, buna da şükür, en azından fazlasıyla iyi bir iş çıkarmışlar seslendirmelerde.

LE' SONUÇ

Assassin's Creed Unity'yi batırdığı için geç de olsa Ubisoft oyunculardan özür diledi ve Dead Kings DLC'sinin herkese bedava verileceğini açıkladı. Oyun çıktığından beri her hafta yüzlerce hatayı düzelten bir yama yayınlanıyor. Ben bu yazıyı yazarken, 300'den fazla hatayı (üç yüz!) düzelten bir yama konsollar için yayınlanmıştı. Henüz PC'ye gelmedi. Ama geldiğinde bile aşağıdaki notu değiştirmeyecek. Benim Assassin's CreedUnity'yle geçirdiğim zamanım ve tecrübem acı vericiydi. Bir ürüne para veriyorsanız, onun hatasız ve eksiksiz olmasını beklemek hakkınızdır.

Beni bir Assassin's Creed oyununa "ürün" diyecek hale getiren Ubisoft utansın.

Yazının sonuna gelirken oyunu yeterince yerin dibine sokamamışım gibi geliyor. Ve ironik bir şekilde oyunu yeterince övememişim gibi de geliyor. Affedilmez teknik sorunları ve oyundan atsanız hiçbirini özlemeyeceğiniz gereksiz sistemleri yüzünden hak ettiği 9'u alamayarak ve beni tatmin olmamış karmakarışık duygular içinde bırakarak hayatımdan çıkıyor Unity. Lakin bu incelemeyi kötü bir paragrafla bitirmek istemiyorum. Unity'den önce Fransız Devrimi’ne en ufak bir ilgim yoktu, ama tıpkı AC2'nin beni İtalya meraklısı yapmış olması gibi, Unity de devrime olan ilgi damarımı kabarttı.

Tam olarak kafamdaki Assassin's Creed'e en çok yaklaşan ilk oyun oldu Unity. İnşallah, İNŞALLAH darısı gelecek yıla. Bu kez şeytanın bacağını kıracaksın Ubi. Hadi Ubi! Yap şu işi, ama adam gibi yap artık Ubi!

NOT

6+

KÜNYE

ASSASSIN'S CREED UNITY (PC)

Tür: Aksiyon

Yapım: Ubisoft Montreal

Dağıtım: Ubisoft / Aral İthalat

Kutulu Fiyatı: 135TL

Dijital İndirme: Playstore (132TL), Steam (179TL)

Yaş Sınırı: + 18

Ne İyi?

-Serinin peşinden sürüklediği çoğu işe yaramayan oynanış mekaniğini daha iyileriyle değiştirmiş

-Görsel olarak inanılmaz

-Sanat yönetmenliği müthiş

-Müzikler şahane

-Paris harikulade

-Yapacak tonla görev var!..

Ne Kötü?

-...Tabii eğer oyun lütfedip düzgün çalışırsa!

-Affedilmeyecek kadar hata ve teknik sorun içeriyor

-Her şeyi birbirine bağlamaya çalışıp, her şeyin çökmesine neden olmuşlar

-Ana senaryo çok iyi başlayıp çok tırt bitiyor

-Yapacak tonla görevin çoğu "sıkıcı işler"

YORUMLAR
Parolamı Unuttum