Köşemizin değerli kombine bilet sahipleri, bu ay istedim ki hem hepimiz hem de oyun tarihi için oldukça hassas bir konuya değineyim, ayrıca da kelime esprisi yapabileyim. Çünkü şimdiki ilkokullular bilmez Sensi nedir, futbol oyun tarihindeki yeri neresidir... Adamlara daya PES’i, daya FIFA’yı, oh ne ala memleket!
Oldukça hassas bir firma olan Sensible Software (Allah’ım Sensible’la ilgili kelime esprisi yapamadan duramıyorum, n’olur yardım et bana) tarafından 1992’de geliştirilen ve topu topu bir diskete sığan ilk Sensible Soccer, büyük bir devrim yapmasının yanı sıra bugünkü çoğu futbol oyununun arsızca kullandığı bir ton öğenin de yaratıcısı oldu. Öyle ki, abartısız dünyanın dört bir yanından, en ufak liglerden tut en dandirik milli takımlara kadar teker teker doğru kadroları farklı oyuncu istatistikleriyle içeren oyun, daha futbol türü simülasyona teğet bile geçemezken oyunculara müthiş bir menajerlik ve ince oyun taktikleri şansı sundu. Bu oyuncular için kanlı gözler anlamına geliyordu.
Merak etmeyin atlamış falan değilim, tabii ki seriyi en ilginç kılan özellik; şimdi yön tuşları hariç 8 buton bile yetmezken sadece tek bir tuşla oynanabilmesiydi. Tuşa basış süremiz pas mı yoksa şut mu olacağını belirliyor, yön tuşlarıyla yön veriyor (biliyorum çok aşikar oldu), gene aynı butonla savunma yapabiliyorduk. Ustalaşınca maçı adeta harikalar sirkine çeviren, orta-kafa-gol için bile adama taklalar attıran, zamanı için 10 numara bu sistem, tepeden kamerasıyla beraber serinin de imzası haline geldi. Bu da yine aynı oyuncular için sayısız kırık joystick anlamına geliyordu.