Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın.
“Esirlerin derhal iade edilmesini talep ediyorum. Yüzlerce yalan uydurarak ödemedikleri birikmiş vergi borçlarını derhal ödemelerini istiyorum. Altınları tahsil etmek için elçi heyetimi gönderiyorum. Son olarak, saraydaki hadımlar ve düzenbaz memurlar o kirli entrikalarını çevirip elçimi eli boş yolladıkları takdirde, sabırsızlanan askerlerimin savaş isteklerine karşı gelmeyeceğimden emin olmalarını istiyorum.” Attila, Doğu Roma imparatoruna hitaben yazdırdığı mektuba bu sözleri ilave ettirdikten sonra, gençliğinde başkent Roma’da gördüğü Hristiyan rahipler gibi kollarını kavuşturdu. Bu hareket gördüğü jestlerin en garibiydi, çünkü onun için ellerini zevk ve iştahla ovuşturmakla masum bir hareketle birleştirme arasında hiçbir fark yoktu.

Roma imparatorluklarından biri ile efsanevi zorlukta başlayın, savunma gücünüzü test edin!
PARŞÖMEN KILIÇTAN ÜSTÜNDÜR
Thomas Mielke’nin ikinci kez okumaya koyulduğum tarihi romanı Attila’nın ikinci bölümünden bir alıntı ile girdim Total War klasiğinin son oyununun inceleme yazısına. 5. yüzyıl başlarında Batı ve Doğu Roma’yı uzun yıllar boyunca korkudan titretmiş, Asya bozkırlarından yola çıkmış kabileleri birleştirerek, şimşek gibi çakan atlılarının inanılmaz hızıyla Avrupalı kavimleri darmadağın etmiş, efsanevi lider Attila, askeri dehası kadar, diplomatik yeteneklerini de kullanmıştı. Ergenlik ve ilkgençliğini, Roma’da “emanet siyasi rehine” olarak yaşaması, Roma imparatorluğunun barış görüşmeleri ve antlaşmalarda diğer devlet ve kavimlerden nasıl ayrıcalıklar ve maddi çıkar koparabildiğini gözlemleyerek öğrenmesini sağlamıştı tabii.

Karadeniz’in tarih boyunca hiç değişmeyen hırçın suları.
Bir strateji meraklısı ve Rome Total War sever olarak, TW: Attila’ya ellerimi hevesle ovuşturarak, aynı zamanda da düşünmeye zorlayıcı olduğu kadar keyifli bir oyun beklentimi masumca hissederek başladım. Ana menüde koyu kırmızı fon üzerinde sonsuzluğa akar gibi hızla süzülen Hun atlılarının siluetleri ve geldikleri Orta Asya bozkırlarının ruhunu yansıtan etnik müzik ile daha eğitim – giriş seferberliği senaryosuna başlamadan havaya girmiş buldum kendimi. Sırayla gidelim madem; yükleme süreleri pek hoşuma gitmeyen birkaç konudan biriydi. Dönemin tarihçi ve liderlerinden alıntı sözler ve oyun içi küçük tavsiyeler sayesinde, çatışma öncesi atını zor zapt eden Hun savaşçısı sabırsızlığına kapılmadım neyse ki. Yapay zekânın turları da hızlı sayılabilecek şekilde geçiyordu (T.W. Rome 2’nin ilk çıktığında karşımıza dikilen teknik sorunlar, yapay geri zekâlılıklar pek yok anlayacağınız). Aile ağacının geri dönmesi ve diplomasi penceresine eklenen bazı ayrıntılar oyun deneyimini biraz değiştirmiş: Her devlet ve kavimde belli siyasi mevkiler var, bu mevkilere oğul, amca, halaoğlu gibi akrabaları ya da diğer soylu kişileri atayabiliyorsunuz. Siyasi yetki ve beceri düzeyleri yeterliyse tabii. Bir mevki (örn. İç huzuru sağlamadan sorumlu devlet bakanı) için iki aday varsa, açıkta kalan aday küsüp 10 üzerinden dağılan sadakat puanını düşürüyor. Sadakat puanı sıfırlanan akraba veya soylu kişiler himayenizden ayrılıp kazan ve kılıç kaldırabiliyorlar size karşı. Bizans, Batı Roma ve onlarca irili ufaklı kavimle uğraşırken, kendi adamlarınızla dalaşmak Attila’nın bile zor baş edeceği bir sorun, tabiatıyla. Gelin alıp vermek ise ittifaklar kurmak için kullanılabilecek yöntemlerden biri. Karşı taraftan talep ettiğimiz altın miktarını belirleyebilmemiz gibi ufak tefek ama kullanışlı birkaç özellik de eklenmiş diplomasi ekranına.
YURTTAŞLARIM, ROMALILAR, HUNLAR;
SEFERBERLİK HARİTASINDAYIZ
Özetlemem gerekirse; “Hadi biran önce savaş ekranına alalım seni” havasındaki Rome 2’nin aksine, seferberlik haritasında daha çok zaman geçirmemizi istiyor yeni oyunumuz. Büyük Hun Kağanı Attila, korkak ve yalancıları hiç sevmezmiş; ben de dürüst olayım: Ön inceleme sürümünden beri merakla beklediğim Hunlarla oynama işinde hedeflediğim yıllara olağandışı internet bağlantı sorunları ve kendi plansızlığımdan ulaşamadım maalesef. Dolayısıyla oyunun tüm özelliklerini uzun uzadıya görme, yaşama fırsatım tam olmadı. Önümüzdeki ay ilave bir “güncelleme” yazacağım gibi görünüyor. Görebildiklerimden memnun kaldığımı belirteyim, ancak Rome 2 deneyimi olan oyunculara “ayrı ve yeni bir oyun”dan ziyade, ek paket / devam oyunu gibi geleceğinden dolayı fiyatının biraz pahalı bulunacağını da tahmin edebiliyorum.

Başları önde kaçmalarına bakmayın, bir anda geri dönebilirler.
Giriş bölümünde, Vizigotlarla saldırdığım Karadeniz kıyısındaki balıkçı köyünden az hallice yerleşimin, ahşap kulelerinin yoğun ateşli ok saldırısının ardından yıkılışını gördüm örneğin. Öncesinde, birlikleri temsil eden bayrakların değiştiğini, kılıç, mızrak, yay, at kafası gibi simgeler yardımıyla piyade, süvari, okçu, mızraklı ayrımını rahatça yapabildiğimizi gördüm. Savaşçı sayısı azalan ve yorulan bazı yapay zekâ birliklerinin beyaz bayrak çekerek kaçtıktan, biraz dinlenip şoku atlattıktan sonra tekrar saldırıya geçişleri de dikkatimden kaçmadı. Samandan çatıları tutuşan küçük binalarda alevler yayıldıkça, savunan askerlerin moralleri düzenli olarak düştü, ki moral de çatışmada daha belirleyici bir etken haline gelmiş Attila’da.

Uzun süreler geçireceğimiz seferberlik haritası gayet güzel görünüyor.
Hunların göçebe kavmiyle oynamak ise bambaşka bir deneyim sundu; Attila’nın Büyük Kaan ünvanını aldığı 430’lu yıllara ulaşamasam da, şehirlere yerleşmeden devasa “yurt” (çadır) kamplar kurmak, atlıların sürati üzerine kurulan savaş taktikleri ve yollarının üzerindeki “bahtsız” kasabaların yağmalanmasına dayalı ekonomi, artan korkularıyla beraber yavaş yavaş düşmanlaşan Cermen, Slav kavimlerinin siyasi haritada kaçışmalarını izlemek ilginç ve renkliydi doğrusu.

Çekik gözlü kaanlar arasında diplomatik pazarlık.
Attila’dan Total War oyuncularına, strateji severlere ulaştırılmak üzere parşömene yazılmış bir mektup taşıyan bir elçi gibi hissediyorum kendimi. “Mümkün olduğunca az kusurlu, eksikli; eklenen özellikleriyle yaşadığım 5. yüzyılın ilk yarısının tarihi, siyasi, askeri atmosferini yaratmaya çalışmış, güzel görünen, derli toplu bir oyun var burada. Gel ve korkusuz atlılarımın sonsuz gökyüzü altındaki zorlu yolculuklarına katıl!” diyor Attila. Malum; elçiye zeval olmazmış…
NOT
8
KÜNYE
TOTAL WAR: ATTILA (PC)
Tür: Strateji
Yapım: Creative Assembly
Dağıtım: SEGA
Kutulu Fiyatı: 72 TL.
Dijital İndirme: 80 TL. (Steam), 72 TL. (Playstore)
Yaş Sınırı: 16
Bulunduğu Platformlar: PC, Mac
Ne İyi?
-Türkçe altyazı desteği
- Seferberlik ekranındaki değişiklik ve ilâveler
- Göçebe kavimler farklı bir oyun deneyimi yaşatıyor
Ne Kötü?
- Tıpkı Attila’nın tarihi kişiliği gibi, daha fazlasını isteyen Total War bağımlılarını yenilikler kesmeyebilir
Oyunu, Türk Telekom faturanıza 12 ay taksit ile, Playstore'dan satın alabilirsiniz.

















