B.J.'in bitmek bilmeyen Nazi öldürme macerası.
Devamını okuFall Guys - İnceleme
Çıktı düşen adamlar meydane, hepsi birbirinden merdane
Geçtiğimiz sene Devolver Digital'ın E3 konferansında tanıtılmıştı Fall Guys. Nintendo oyunu gibi duran canlı görselleri, sevimli tipleri, ilgi çekici oyun konsepti derken E3'te en sevdiğimiz bağımsız oyunlar listesine kafadan girmişti. Sonrasında birkaç ay pek bir haber alamasak da önce Devolver'ın çıkış tarihini açıklaması ardından oyunun beta sürümünün yayınlanması ve beraberinde gelen devasa bir ilgiyle beraber senenin en iyi çıkış yapan oyunlarından biri oluverdi Düşen Adamlar.
Fall Guys özünde bir battle-royale. En fazla 60 kişiyle beraber oynadığınız oyun klasik battle-royale oyunlarındaki harita tasarımının aksine round'lardan oluşuyor. Toplam 4-6 round arasında değişen bir oyunda her roundda belli sayıda oyuncu eleniyor. Son round'a kadar gelip kazanan da oyunu kazanmış oluyor.
Her roundda farklı bir görev sizleri bekliyor. Oyunda toplam 24 farklı harita var. Bunlar yarış, hayatta kalma, takım, ve final round olmak üzere 4 kategori altında toplanıyor. Yarışta 9, takımda 7, hayatta kalmada 5 ve final round'unda 3 farklı harita bulunuyor.
Yarış kategorisinde farklı farklı bir sürü engelden geçerek belirlenen noktaya rakiplerden daha hızlı gitmeye çalışıyorsunuz. Takım kategorisinde ise oyun sizi bazen iki bazen üç olmak üzere rastgele takımlara bölüyor. Ve o haritadaki görevi en kötü tamamlayan takımın tüm oyuncuları eleniyor. Hayatta kalma kategorisi isminden de anlaşılacağı gibi belli bir süre boyunca hayatta kalmanızı isteyen haritaları içeriyor. Final kategorisi ise sadece final round'unda oynayabileceğiniz ve kazananın şampiyon olduğu üç farklı round'u içeriyor.
Harita tasarımı ve içerdiği görevler birbirini tekrar eden cinsten değil. Yurt dışında yayınlanmış Takeshi's Castle, It's A Knockout gibi yarışma programlarından esinlenerek tasarlanan haritalarda bazen Rocket League tarzı sizden beş kat büyük topu kaleye atmaya çalışıyorsunuz bazen üstünüze meyve yağarken onlara çarpmamaya çalışarak parkuru tamamlamaya çalışıyorsunuz bazen de sınırlı sayıda olan kuyrukları rakibinizden çalmaya çalışıyorsunuz. Her birinin farklı yapıda olması oyunu monotonluktan uzak tutuyor ve size eğlenceli vakitler sağlıyor. Tabii farklılık beraberinde nefret ettiğiniz haritaların olması anlamına da geliyor. Bazen tüm haritaya bazen sadece belli yerlerine sinir olmanız kaçınılmaz açıkçası. Benim nefret ettiğim yerler çok fazla değil ancak birçok oyuncuyla beraber ben de takım oyunlarına çok fazla sempati duyamadım. Yine de yeterli seviyede harita olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca geliştirici ekip Mediatonic yeni haritaların yolda olduğunu açıkladı.
Round'ların süresi değişmekle beraber toplam en fazla 2-3 dakika sürüyor. Bu yüzden kazanmak da kaybetmek de hızlı oluyor. Mediatonic çok hızlı bir şekilde kaybetmenin oyuncuyu rahatsız edeceğini düşündüğünden bir sonraki oyuna girmeyi kolayca erişilebilir bir şekilde tasarlamış. Böylece (belki de) talihsiz bir şekilde elendiğiniz bir oyunu düşünmek yerine sıradaki oyuna odaklanabiliyorsunuz.
Yukarıda haritalarda yer alan engellerden bahsettim ama geçmeniz gereken sadece onlar değil. Sizle beraber o engelleri aşmak isteyen onlarca düşen adam var ve bazen onlarcasının ufacık bir engelin içerisinden geçmesi gerekebiliyor. Bu kaçınılmaz PTT kuyruklarından bazen sağ çıkamayabiliyorsunuz. Ayrıca düşen adamlar sizi tutabiliyor ve bazen kendinizi elenmiş bulabiliyorsunuz. Bu kalabalık, komik görüntüler oluştursa da sizin elenmenize sebep olduğu zamanlarda pek de güldürmüyor. Ben yine de oyunun bu şekilde olmasını eğlenceli buluyorum.
Oyunda yön tuşlarının yanında ctrl ve shift tuşları da kullanılıyor. Ctrl ile öne doğru kaleci gibi atlıyorsunuz, shift ile bir engeli, nesneyi ya da başka bir düşen adamı tutuyorsunuz. Mekanikler sadece birkaç dakikada alışacağınız derecede kolay. Zaten oyun da en başta kısacık söyleyip geçiyor. Keza haritalar da öğrenmesi en fazla birkaç saati bulan bir kolaylığa sahip.
Tabii bu bir online oyun olunca işin içine "garip" para birimleri ve "sezon" kavramının devreye girmesi çok da şaşırtıcı değil. Fall Guys'ta da sezon mantığı mevcut ve bu sezon en fazla 40. seviyeye ulaşabiliyorsunuz. Seviye atlamak için de yapmanız gereken tek şey oyun oynamak. Fall Guys siz ilk round'da elenseniz bile her oyun sonrası size belli miktar Kudos ve Fame veriyor. Fame'ler sizin seviye atlamanızı sağlarken Kudos ile kozmetik satın alabiliyorsunuz. Bu kozmetik kıyafet olabileceği gibi düşen adamın rengini değiştiren, çeşitli desenler veren tasarımlar da olabiliyor.
Oyunda Kudos ile beraber bir de Crown diye bir para birimi bulunuyor. Crown ile aynı Kudos'taki gibi kozmetik ürünler satın alıyorsunuz. Ancak Crown ile alabileceğiniz kozmetikler tahmin edebileceğiniz gibi çok daha "cool". Her seviye atladığınızda oyun size farklı kozmetiklerden veya belli miktar para veriyor. Crown'u da seviye atlayarak ya da oyun kazanarak elde edebiliyorsunuz.
Söz kozmetikten açılmışken oyunun belki de en önemli kısmına da değinelim. Fall Guys tamamen canlı, iç açan renkleri tercih etmiş. Buram buram Nintendo oyunu kokan yapısı ve harika seçilmiş renk paletiyle beraber bakmaya doyamadığım bir oyun olmuş. İç açıcı renkler sizi kendine çekiyor ve akşam yorgunluğunda "iki el atayım" diye oyuna giresiniz geliyor.
Keza bu durum düşen adamlar için de geçerli. O kadar şirin o kadar sevimliler ki evlat edinmeyi falan düşünüyorsunuz bir tanesini. Odada ördek benzeri yürüyüşünü görmek falan pek tatlı olurdu. Neyse kısacası her biri pek sevimli.
Bu sevimliliği sağlayan en büyük etmen de tabii ki kostümlerden geliyor. Oyunda onlarca farklı ama neredeyse hepsinin birbirinden güzel olduğu kostümler yer alıyor. Çeşitlilik gerçekten çok fazla ve her oyunda farklı tipler görmeniz mümkün. Ayrıca Half Life, Hotline Miami gibi oyunların temalarını da içeren kostümler de mevcut (Yakında Cyberpunk 2077 kostümü gelirse şaşırmam). Oyunun 12 ₺'ya satılan kostüm DLC'si de mevcut. Oyun içi mağazadan da kozmetik eşya satın alabiliyorsunuz. Yalnız bu eşyalar mağazada sınırlı sürede kalıyor.
Sıkça da haberi yapılan sunucu sorunlarından da bahsetmem şart. Fall Guys'ta çıkışından bugüne ciddi bir sunucu sorunu mevcut. Devamlı olarak oyuna bağlanamama, oyundan atma, oyunun donması gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. İlerleyen zamanlarda elbet bu sorunların düzeleceğini düşünüyorum (ki Mediatonic de durumun ciddiyetinin farkında hatta Steam sayfasında da sorunu yazdılar) ama şu anda satın almak isteyenlerin bu sıkıntıyı göz önünde bulundurması gerekiyor.
Keza birkaç teknik sorun da mevcut. Mesela yumurtaları kendi alanımıza taşımamız gereken haritada yumurta bir anda kayboldu ya da düşen adamım iğne deliği kadar boşluğa sahip bir yerden düştü. Ben hiç karşılaşmasam da internette hilecilerin de peydah olduğunu gördüm. Ancak belirtmeliyim ki Mediatonic tüm bu sorunların farkında.
Oyunu co-op olarak da deneme şansım da oldu. Tek başıma oynadığımdan daha fazla keyif aldığımı söyleyebilirim. Beraber oynamak için ters takla atmaya gerek kalmaması çok büyük bir artı olmuş gerçekten. Arkadaşlarla eğlenceli vakit geçirmek isteyenler için çok güzel bir alternatif Fall Guys.
Neticede Fall Guys bu senenin en iyi bağımsız oyun ve online oyun ödüllerine aday olabilecek bir yapım olmayı başarmış. Sevimli mi sevimli yapısı, birbirinden farklı bir sürü haritası ve arkadaşlarla oynayabilme seçeneği kendisini gayet cazip kılıyor. Şu anda var olan ciddi sunucu sorunlarını görmezden gelip bazı haritalarda küçük çaplı sinir krizlerini dert etmezseniz tam fiyattan gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Başlıklar
Gerek tek başınıza gerek arkadaşlarla beraber oynayabileceğiniz, iki el girip kafa dağıtmalık oyunlara sevimli ve özgün bir alternatif
- Harita çeşitliliği ve farklı oyun modları
- Canlı renkler ve aşırı sevimli yapısı
- Onlarca farklı kostüm olması
- Co-op desteğinin olması ve güzel çalışması
- Sunucu ve hile sorunları
- Çok sık olmasa da teknik sorunlar mevcut
- Bazen sinir bozucu olabiliyor
Konsollarda hile olmadığından eksik olarak görmüyorum.